20. Hukuk Dairesi 2017/5811 E. , 2017/2926 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 13/12/2013 tarihlidava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii 2257 sayılı parselde kain 2829 m²"lik tarla vasfındaki taşınmazı ... isimli şahıstan ... Tapu Müdürlüğünün 13/11/1995 tarihli ve 12328 yevmiye sayılı işlemiyle satın aldığını, bu taşınmaz alındıktan 4 yıl sonra 1999 yılında o zamanki mevcut ... Belediyesi tarafından imar çalışmaları başlatıldığını, bu çalışmanın neticesinde müvekkiline ait taşınmaz ... Tapu Müdürlüğünün 11/09/1999 tarih ve 7493 yevmiye sayılı işlemiyle ... ili, ... ilçesi, ... köyü 1395 ada içerisinde 4, 14, 15 ve 16 sayılı parsellere ayrılarak 4 parça halinde tapularıyla birlikte müvekkiline verildiğini, yapılan imar çalışması sonucunda belediye tarafından müvekkilinin gayrimenkulünden kanunu düzenleme ortaklık payı kesintisi (%35) yapıldığını müvekkiline ait 2829 m²"lik tarla, 1839 m² ye dönüştüğünü, müvekkilinin 2006 yılında söz konusu imarlı taşınmazlarında tasarrufta bulunmak amacıyla ... Tapu Müdürlüğüne gittiğinde taşınmazın üzerine ... Tapu Müdürlüğünün 22/09/2003 tarih ve 10097 yevmiye sayılı işlemiyle "Taşınmazlarda tasarruf yapabilmeyi engelleyen şerh" konulduğunu öğrendiğini, bunun üzerine müvekkilinin konulan şerhin terkini talebiyle ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/448 Esas sayılı dosyasında dava ikame ettiğini, davanın konusu sadece şerhin terkini talebi olduğundan, Devlet tarafından bir hata yapıldığı ve tapu kaydındaki edinimin gerçek fiili zeminde karşılığının olmadığı kabul edilerek, mahkemece "Şerhin terkini" talebine ilişkin davanın reddine karar verildiğini ve müvekkilinin varsa zararını tazmin etme hakkı bulunduğunun belirttildiğini, o tarihten beri taşınmazlarında tasarrufta bulunamayan müvekkilinin, kendisine yeni tapusunun verildiği 14/11/2013 tarihine kadar yapılacak idari işlemleri beklemek durumunda kaldığını, ... Tapu Müdürlüğünün 14/11/2013 tarih ve 31975 yevmiye sayılı işlemiyle müvekkiline 633 m²"lik ada ve parsel sayıları güncellenmek suretiyle yeni tapu senedi verildiğini, müvekkilinin mağduriyetinin tam ve kesin olarak 14/11/2013 tarihinde ortaya çıktığını, müvekkilinin imarsızken 2829 m² olarak aldığı ve bu miktara göre bedel ödediği taşınmazın, imardan sonra 1839 m² olması gerekirken sadece 633 m² olduğu ve müvekkilinin arsasında 1206 m²"lik bir azalma gösterdiğini, bu nedenle müvekkilinin 1206 m²"lik arsa bedeli kadar zarara uğradığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00.-TL tazminatın 22/09/2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 17/11/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talep ettşkleri tazminat miktarını 84420,00.-TL"ye çıkarmış ve ıslah harcını da yatırmıştır.
Mahkemece Davalılardan “... Tapu Müdürlüğü” ve “Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne” yönelik davanın husumetten reddine, Hazineye yönelik davanın kabulü ile 84.420,00.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK’nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davalı Hazine yönünden davanın kabulüne karar verilmişse de eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; davacı 2257 sayılı parseli 1995 yılında 2829 m2 yüzölçümü ile satın almış,1999 yılında yapılan imar çalışması ile taşınmazdan DOP kesintisi yapılmış, bu kesintisi sonrası kalan 1389 m2 yüzölçümlü taşınmaz imar uygulaması ile 1395 ada 4, 14, 15 ve 16 sayılı parsellere gitmiş ve davacı bu taşınmazların maliki olarak tapuya kaydedilmiştir.
... Tapu Müdürlüğünün 22/09/2003 tarih ve 10097 yevmiye sayılı işlemiyle 1395 ada 4, 14, 15 ve 16 sayılı parsellere "Taşınmazlarda tasarruf yapabilmeyi engelleyen şerh" konulmuş ve bunun üzerine davacı taşınmazlarında bulunan şerhin iptali istemi ile ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/448 Esas sayılı dosyada dava açmış ancak davası “Davacının taşınmazı satın aldığı tarihte,taşınmazın zeminde tapuda yazan miktar yer içermediği” belirterek 29/04/2008 tarihinde şerhin silinmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı tüm bu hususları açıklayarak, daha önce malik olduğu 1395 ada 4, 14, 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazların elinden alındığını ve tapunun 14/11/2013 tarih 3197 yevmiye sayılı işlemle kendisine 101506 ada 11 parsel sayılı 633 m2 taşınmazın verildiğini,1395 ada 4, 14, 15 ve 16 sayılı parsellerin toplamının 1389 m2 iken şu an elinde sadece 633 m2"lik taşınmazın olduğunu belirterek, arada oluşan 1206 m2"lik farktan dolayı TMK’nın 1007. maddesine dayanarak tazminat talep etmiştir.
Mahkemece anılan taşınmazların, ilk tesisinden itibaren oluşan tüm tedavüllerini içeren tapu kayıtları dosya arasına alınmadan davacının iddiasının doğruluğu tartışılmadan davacının tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizin iade kararı ile dosyaya alınan 1395 ada 4, 14, 15 ve 16 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları incelendiğinde ise taşınmazların davacı adına olan tapu kaydındaki yüzölçümlerinden farklı miktarlar ile 2004 yılında yapılan satış sonucu dava dışı kişiler adına kayıtlı olduğu anlaşılmış taşınmazların tapu kayıtları ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile dosyaya alınmadığından bu taşınmazlar davacının satışı ile mi oluştuğu, taşınmazların davacının elinden ne suretle çıktığı, bu taşınmazlara karşılık davacıya 101506 ada 11 sayılı parsel dışında başka bir taşınmaz verilip verilmediği hususları açıklığa kavuşmamıştır.
O halde, mahkemece davacının iddialarının ispatı için 2257 sayılı parselin ve bu taşınmazın imar uygulamasına konu olması sonucu oluşan 1395 ada 4, 14, 15 ve 16 sayılı parsellerin ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte dosyaya getirilmesi, bu taşınmazların davacının elinden ne suretle çıktığı ve imar uygulaması sonucu davacının elinde kök 2257 sayılı parselin gittisi olarak hangi parsellerin kaldığı araştırılmalı,davacının varsa zararının kapsamı belirlenmeli, iddialarının doğruluna kanaat getirildiği takdirde; mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle taşınmazın değeri tespit edilmeli, değer tespiti yapılırken arsa niteliğinde olan taşınmazın emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak, taşınmazdan DOP payının düşülmesinin gerekip gerekmediği belirtilmek, üzerinde bina var ise Bayındırlık Bakanlığı resmi birim fiyatları esas alınarak yıpranma payı düşülmek suretiyle gerçek zararın belirlenmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaz ile aynı bölgeden bulunamaması halinde yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer nitelikli ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınması, emsal alınan taşınmazlara ilişkin resmi satış akit tablolarının tapu müdürlüğünden getirtilmesi, emsal taşınmazlar ile çekişmeli taşınmaza ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporununda denetlenmesi, dava konusu taşınmazın ve emsal alınan taşınmaz/taşınmazların değerlendirme tarihi itibariyle imar düzenlemesi sonucu oluşmuş imar parselleri olup olmadıkları, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye başkanlığı imar ve tapu müdürlüklerinden sorulup, emsalin İmar Kanunu uyarınca imar parseli, dava konusu taşınmazın ise imar uygulaması yapılmamış arsa parseli olduğunun belirlenmesi halinde çekişmeli taşınmazın emsalle karşılaştırma sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmesi ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 06/04/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.