16. Ceza Dairesi 2018/86 E. , 2018/1525 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : Sanıklar hakkında ayrı ayrı;
TCK"nın 314/2, 62, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı
Kanunun 5. maddeleri uyarına mahkumiyet
kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Dairemizin, 2016/5731 Esas, 2016/4926 Karar sayılı ve 28.09.2016 tarihli kararında da detaylı şekilde izah edildiği cihetle;
Sanıkların mensubu bulunduğu silahlı çete niteliğindeki PKK/KCK terör örgütünün ülke topraklarından bir kısmını devlet hakimiyetinden ayırıp, bu bölgede bağımsız ayrı bir devlet kurmak şeklindeki amacına yönelik olarak vahamet arz eden eylemler gerçekleştirmesi halinde 5237 sayılı TCK"nın 302. maddesinde tanımlanan suç oluşacaktır.
Hürriyeti tahdit suçunda ilgilinin rızasının hukuki değer ifade edebilmesi için, üzerinde tasarruf edebileceği bir hakka ilişkin olması, rıza açıklayanın olayları algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişmiş olmasının yanında, 15 yaşını bitirmiş bulunması ve fiilden önce en azından fiilin işlendiği sırada rızayı açıklaması gereklidir. Aksi takdirde geçerli bir rızanın varlığından söz etmek olanaklı değildir. Bu durumda 15 yaşını bitirmeyen kişinin cebir, şiddet, tehdit ya da hile kullanmaksızın hukuka aykırı şekilde hürriyetinin sınırlanması halinde hürriyeti tahdit suçunun basit şekli oluşacak ve rıza hukuki değer ifade etmeyecektir.
Kusurluluk yeteneği tam olarak gelişmemiş, Medeni Hukuk bakımından ergin olarak kabul edilmediğinden fiil ehliyeti bulunmayan çocukların, silahlı terör örgütlerinin emrine verilip savaşçı olarak yetiştirilmesi ve örgütün amaçları doğrultusunda silahlı çatışmalara sürülerek gerek kendileri için gerekse başka şahıslar bakımından tehlikeli suç makinesi haline dönüştürülmeleri, amaç suçu işlemeye elverişli kabul edilmesi gerekir.
Bu açıklamalar ışığında, somut olayda; oluş, dosya kapsamı ve mahkemenin kabulü de dikkate alındığında suç tarihinde 14 yaşında olan ..."ı terör örgütüne götürmeye çalıştıkları sırada yakalanan sanıkların eylemlerinin, amaç suçu işlemeye elverişli vehamet arz eden kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarını oluşturacağı gözetilerek, sanıklar hakkında iddianamede yer almayan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarından dava açtırılması cihetine gidilip, dava açılması halinde her iki dosya birleştirilerek delillerin birlikte değerlendirilmesi ve ayrıca yapılan UYAP sorgulamasında sanık ... hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/19976 nolu dosyasında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan halen açık gözüken soruşturma dosyası bulunduğunun anlaşılması karşısında mümkünse anılan dosyanın birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde onaylı bir örneğinin dosya içerisine konulmasından sonra sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından CMK"nın 283/1 ve 307/4. maddeleri uyarınca sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, sanık ..."ın tutuklulukta geçirdiği süre, verilen ceza miktarı ile mevcut delil durumu dikkate alınarak sanık müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE, 07.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.