Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı hamil tarafından borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibi sonucu borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurarak takip konusu yapılan bono bedeline takipten önce TMSF Birinci Tahsilat Dairesinin 22.06.2005 tarih ve TMSF TAH/AA TUHK/2005/29/25717 nolu yazısı ile bononun lehtarı ....nin tüm mal hak ve alacaklarına haciz konulduğunun bildirilmesi üzerine alacaklının şahsında tereddüt edildiğinden Üsküdar 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/173 D. İş, 2005/149 D. İş K. sayılı tevdi mahalli kararına istinaden ..... Şubesindeki açılan hesaba bono bedelini yatırdıklarını bu durumu, senet lehtarına ve TMSF’ye Beyoğlu 3.Noterliğine 29.08.2005 tarih ve 35489 yevmiye nolu ihtarı ile bildirdiklerini Bu nedenlerle takibin iptaline karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece borçlu itirazının reddine karar verilmiştir.
Öncelikle belirtelim ki; TTK.nun 620.maddesinde yer alan ibraz senedin ödenme talebiyle birlikte borçluya verilmesidir. Ancak uygulamada senet bedeli ödenmeden senet borçluya verilmiyor ise de, normal mesai saatleri içinde borçlunun senette gösterilen ödeme yerinde (ticarethane veya ikametgahında) ödeme için senedin ibrazı zorunludur. Belli bir günde ödenmesi gereken poliçelerin (bonoların) bu tarihte ve bu tarihi takip eden iki iş günü içinde ibrazı gerekir. Vadenin gelmesiyle borç muaccel olur ise de, borçlunun temerrütü ibrazla başlar. İbraz süresi hak düşürücü niteliktedir.
Somut olayda gözlendiği gibi takip dayanağı bononun lehtar tarafından takip alacaklısına ciro edildiği görülmektedir. Senet TTK.nun 642.maddesi gereğince protesto edilmediğinden hamil lehtara karşı müracaat hakkını yitirmiştir. Bu durumda aynı zamanda da protesto çekilmediğinden müracaat hakkının kullanılabilmesi için gerekli maddi şartların doğduğunun ispat edilemediğinin kabulü gerekir. (zamanında ibraz yapılmadığı gibi) Bu durumda 25.08.2005 vadeli bonoyu elinde bulunduran yetkili hamilin senedi ödenmek üzere borçlu keşideciye ibrazı gerekirken bu zorunluluk yerine getirilmemiştir. Öte yandan senet lehtarının borçlu olduğu TMSF 22.06.2005 tarihli haciz yazısı ile lehtarın senetdeki alacağına haciz koymuş ve bu hacze itiraz edilmeyerek haciz işlemi de kesinleşmiştir. Alacaklının şahsında tereddüt hasıl olduğu takdirde borçlu bono bedelini tevdi ile borçdan kurtulacağından olayımızda alacaklının şahsı üzerindeki belirsizlik nedeni ile borçlunun (vade tarihinden önce) 18.08.2005 tarihinde tevdi mahalli karar almasında yasaya uymayan bir yön yoktur. Öte yandan vadede ödeme için senet ibraz olunmadığından, keşideci borçlunun 29.08.2005 tarihinde (vadeden sonra) senet bedelini tevdi mahalline yatırarak bu aşamada ilgili olarak bilebildiği senet lehtarı ve TMSF’ye ödemeyi noterden keşide ettiği ihtarla da bildirmiştir. Tüm bu olgular birlikte değerlendirildiğinde borçlunun borçtan kurtulduğunun kabulü gerekeceğinden Mahkemece borcun yukarıda açıklanan nedenlerle sona ereceğinin kabulü ile borçlu itirazının kabulüne ve takibin iptaline karar vermek gerekirken yazılı şekilde istemin reddi isabetsizdir.
SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz isteğinin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.