17. Hukuk Dairesi 2017/1729 E. , 2019/10407 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacıya ait olup davalı nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı olan aracı çalan dava dışı 3. kişinin bu araçla kaza yapıp yakalandığını, kaza nedeniyle aracın pert olduğunu, davalıya başvuru yapıldığı halde araç sigorta bedelinin ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 28.250,00 TL"nin ihbar tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 05.02.2013"te taleplerini 32.000,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacıya ait aracın poliçesinde İş Bankası ... Şubesi"nin dain mürtehin kaydının bulunduğu, araç üzerindeki rehnin devam ettiği ve dava dışı rehin hakkı sahibi bankanın sigorta tazminatının davacıya ödenmesine açıkça muvafakat etmediği gerekçesiyle, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen hükmün, davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 03.05.2016 tarih, 2014/12080 Esas ve 2016/5379 Karar sayılı ilamı ile; "poliçede dain mürtehin sıfatı bulunan İş Bankası ... Şubesi"nin 14.04.2014 tarihli Trafik Tescil ve Denetleme Müdürlüğü"ne hitaben yazdığı yazıda, araç üzerindeki rehnin kaldırıldığı ve araç üzerindeki takyidatın kaldırılmasının talep edildiği gözetilerek, dava dışı bankanın dava açmak için açık muvafakatine ihtiyaç bulunmadığı gözetilerek, aktif dava ehliyetine sahip davacının açtığı davada işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddinin doğru görülmediği" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile 20.581,82 TL. tazminatın ihbar tarihi olan 16.08.2011"den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesi gereği tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu olay ve poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte olan Kasko Sigortası Genel Şartları"nın B.3.3.1.2.1. maddesinde "onarım masrafları, sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşar ya da taşıt onarım kabul etmez ise taşıt tam hasara uğramış sayılır.Bu durumda değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur" hükmü öngörülmüştür. Bu hükümden açıkça anlaşılacağı üzere davalı ... şirketi meydana gelen hasar bedelini tamamen poliçe limitleri içerisinde ödeme yükümlülüğü altında olup sigorta ettiren, sigortalı araç hurdasının kendisine verilmesini istemedikçe, sigortacı tarafından hasarlı araç sigorta ettirenin uhdesinde bırakılıp hurda bedelini tazminattan düşmesi olanaklı değildir. Zira, kasko sigortasında aslolan amaç, zarar bedelinin tamamen karşılanmasıdır. Araç hurdasının kimin uhdesinde bırakılacağı konusunda seçimlik hak, davacı sigortalıya aittir. Hasarlı aracın davacı sigortalı uhdesinde kalması halinde, belirlenen piyasa değerinden sovtaj değeri mahsup edilerek davalının sorumlu olacağı gerçek zarar tespit edilmelidir. Aksi halde ise, davacı sigortalı, hasarlı aracın, davalı sigortacıya mülkiyetinin geçirilmesi hususunda gerekli yükümlülükleri yerine getirmeli ve aracın olay tarihindeki 2. el piyasa rayiç değeri davacı sigortalıya ödenmelidir.
Davacının pert olan aracıyla ilgili sigorta bedelinin tahsilini talep ettiği; hükme esas alınan 30.01.2013 tarihli kök rapor ve 18.11.2013 tarihli ek raporda, aracın ağır hasarlı olması nedeniyle pert kabulünün uygun olduğu, aracın hasar tarihindeki piyasa rayiç değerinin 32.000,00 TL. ve sovtaj bedelinin 14.500,00 TL. olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmektedir. Davacı aracının pert olduğu, tarafların kabulünde olduğu gibi; gerek davalı sigortacının aldığı eksper raporuyla, gerekse mahkemece benimsenen bilirkişi heyeti raporuyla bu durum saptanmıştır. Davacı vekilinin 05.02.2013 tarihli celsedeki beyanından, hasarlı aracın yetkili serviste bulunduğu ve araç sovtajının davacı sigortalı tarafından talep edilmeyip, davalı ... şirketinde kalması yönünde seçimlik hak kullanılmıştır.
Bu durum karşısında; hükme esas alınan raporda davacının talep edebileceği tazminata ilişkin hesaplama yanlış yapılmışsa da, davalı ... şirketinin 32.000,00 TL"lik bedelden sorumlu olduğu dikkate alınmak suretiyle bu bedele hükmedilmesi gerekirken, 20.581,82 TL"ye hükmedilmiş olmasına (davalı lehine olacak biçimde) rağmen, davacı yanın kararı temyiz etmediği ve aleyhe bozma yasağı ilkesi de gözetilerek, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Mahkeme tarafından hüküm altına alınan tazminat miktarı yönünden karar, davacı taraf açısından kesinleşmiş olmakla birlikte, araç sovtajı ile ilgili seçimlik hakkını sovtajın sigortacıda kalması yönünde kullanan davacının araç hurdasını davalıya teslimle yükümlü olduğu, sigortalı aracın hurdasının davalı sigortacıya aidiyetine dair hükme ilave yapılması gerektiği; ancak bu hususun yeniden yargılamayı gerektirmediği gözetilerek, 6100 sayılı HMK"nun geçici 3. maddesi delaletiyle, mülga, 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile "davacıya ait... plakalı araç hurdasının davalı sigortacıya bırakılmasına ve bu hususu teminen araç çekme belgesinin davacı yanca davalıya teslimine" ibaresinin, mahkeme hükmünün 1. bendine eklenmesine ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 11/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.