16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3878 Karar No: 2018/6865 Karar Tarihi: 20.11.2018
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/3878 Esas 2018/6865 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, davacının kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği dayanarak tescil istemiyle açtığı dava sonucunda dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Ancak davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu ve taşınmazın elbirliği mülkiyetine konu olmadığı belirlenmiştir. Mahkeme, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile hüküm kurulduğundan hükmün bozulmasına karar vermiştir. Davanın tescil davası olduğu ve 3402 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine, 713 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1-4 ve 5. maddelerine dayandığı belirtilmiştir.
16. Hukuk Dairesi 2016/3878 E. , 2018/6865 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve ... sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK"nın 713/1, 3402 sayılı ... Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil davası olup, Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davacının murisi tarafından imar-ihya edilmeye başlandığı, zilyetliğin davacının murisinde olduğu, murisin vefatından sonra mirasçılar arasında taksim yapılmadığı, diğer mirasçıların da taşınmazda miras haklarının olduğu ve bu tür davaların diğer mirasçıların katılımı olmadan açılamayacağı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, davacı ..., dava konusu taşınmazın 1980 yılından bu yana tasarrufunda olduğunu ileri sürmüş; keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların bir kısmı dava konusu yerin murisin terekesinin paylaşılması sonucu davacıya kaldığını belirtmiş olup, davacının kardeşlerinden üçünün keşif sırasındaki ve temyiz safhasında verilen dilekçedeki beyanları da bu doğrultudadır. Bu durumda davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu, taşınmazın elbirliği mülkiyetine konu olmadığı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca dava tereke adına açılmadığına ve diğer mirasçılar tarafından miras payı da talep edilmediğine göre mahkemece işin esasına girilerek iddia ve savunma doğrultusunda 3402 sayılı ... Kanunu"nun 14-17 ve 713 sayılı TMK 1-4 ve 5. bentleri uyarınca yöntemine uygun araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.