5. Ceza Dairesi 2013/2171 E. , 2014/5851 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 4 - 2011/31722
MAHKEMESİ : Şişli 14. (İstanbul 37.) Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/06/2010
NUMARASI : 2009/1263 Esas, 2010/350 Karar
SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme (sanık Mikayil hak.), kamu görevlisine hakaret (sanık İsmail hak.)
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık Mikayil hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık hakkında lehe olduğunda kuşku bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının cezanın kişiselleştirilmesi normlarından önce tartışılması zorunluluğu karşısında, hükümden önce 08/02/2008 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca sanık yararına olan 5728 sayılı Kanunun 562. maddesinin 1. fıkrası ile değişik CMK"nın 231/5. maddesinde hapis cezası için öngörülen sınırın 2 yıla çıkarılması ve anılan maddenin 2. fıkrası ile de 231/14. maddesindeki soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suç olma koşulunun kaldırılması karşısında, bu maddenin 6. fıkrasına 25/07/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasanın 7. maddesi ile eklenen cümle de nazara alınıp, objektif ve subjektif şartlar da gözetilerek Mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
Sanık İsmail hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Görevli memura hakaret suçunun temas ettiği 5237 sayılı TCK"nın 125/3-a maddesinde seçimlik ceza öngörülmesi ve aynı Kanunun 50/2. maddesinde ise, “hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına
hükmedilmişse, bu ceza artık adli para cezasına çevrilmez” hükmünün yer alması nedeniyle, tercih ve tayin edilecek hürriyeti bağlayıcı ceza sonradan paraya çevrilemeyeceği için sanığa para cezası verilmesi düşünülüyor ise adli para cezasının 52 ve 61. maddelerdeki esaslara göre doğrudan tayin ve tespiti gerektiği gözetilmeksizin anılan düzenlemelere aykırı biçimde önce hürriyeti bağlayıcı ceza verilip müteakiben paraya çevrilmesi ile atılı suçu alenen işlediği kabul edilen sanık hakkında TCK"nın 125/4. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz bulunmadığından, TCK"nın 125/3, 62 ve 50. maddeleri uyarınca hükmedilen adli para cezasının bir gün karşılığının 20 TL olarak hesaplanması sırasında uygulama maddesi gösterilmeyerek CMK"nın 232/6. maddesine aykırı davranılması mahallinde ikmali mümkün eksiklik olarak görüldüğünden, TCK"nın 62 ve 50. maddelerinin tatbiki sırasında maddi hata sonucu sanık hakkında eksik ceza tayini ise sonuç ceza doğru belirlendiğinden bozma nedeni sayılmamış, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanık hakkında lehe olduğunda kuşku bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının cezanın kişiselleştirilmesi normlarından önce tartışılması zorunluluğu karşısında, hükümden önce 08/02/2008 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca sanık yararına olan 5728 sayılı Kanunun 562. maddesinin 1. fıkrası ile değişik CMK"nın 231/5. maddesinde hapis cezası için öngörülen sınırın 2 yıla çıkarılması ve anılan maddenin 2. fıkrası ile de 231/14. maddesindeki soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suç olma koşulunun kaldırılması karşısında, bu maddenin 6. fıkrasına 25/07/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasanın 7. maddesi ile eklenen cümle de nazara alınıp, objektif ve subjektif şartlar da gözetilerek Mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
Sanık İsmail hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 12/03/1990 gün ve 1990/8-3-70, 09/10/2007 gün ve 2007/11-44-200 sayılı Kararlarında vurgulandığı gibi, bir olayın açıklanması sırasında başka bir hadiseden söz edilmesi o hadise hakkında da dava açıldığını göstermeyeceği ve dava konusu yapılan eylemin açıklıkla ve bağımsız olarak gösterilmesi gerektiği, yine 5271 sayılı CMK"nın 225. madde hükmü uyarınca mahkemelerin iddianamede belirtilen olay ile bağlı olup, davasız yargılama olmaz ilkesi uyarınca da açılmayan bir davadan dolayı hüküm kuramayacağı, buna karşılık sanık hakkında düzenlenen 01/12/2009 tarihli iddianamede kamu görevlisi olmayan katılanlar Emine ve Nuriye"ye yönelik olarak tehdit ve kamu görevlisi katılan Erkan"a yönelik ise kamu görevlisine hakaret suçlarından dolayı kamu davası açıldığı, görevi yaptırmamak için direnme suçundan açılmış bir davanın bulunmadığı ve bu hususta dava da açtırılmadığı anlaşıldığı halde yargılamaya devamla bahse konu suçtan yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi suretiyle CMK"nın 225. maddesine aykırı davranılması,
Kabule göre de;
Sanık hakkında lehe olduğunda kuşku bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının cezanın kişiselleştirilmesi normlarından önce tartışılması zorunluluğu karşısında, hükümden önce 08/02/2008 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca sanık yararına olan 5728 sayılı Kanunun 562. maddesinin 1. fıkrası ile değişik CMK"nın 231/5. maddesinde hapis cezası için öngörülen sınırın 2 yıla çıkarılması ve anılan maddenin 2. fıkrası ile de 231/14. maddesindeki soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suç olma koşulunun kaldırılması karşısında, bu maddenin 6. fıkrasına 25/07/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasanın 7. maddesi ile eklenen cümle de nazara alınıp, objektif ve subjektif şartlar da gözetilerek Mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
Sanık hakkında TCK"nın 265/1, 62 ve 50. maddeleri uyarınca hükmedilen adli para cezasının bir gün karşılığının 20 TL olarak hesaplanması sırasında uygulama maddesi gösterilmeyerek CMK"nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı ve sanıklar müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 28/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.