10. Hukuk Dairesi 2017/2738 E. , 2019/7690 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2017/672-2017/545
Mahkemesi : Mersin 6. İş Mahkemesi
No : 2016/56-2016/394
Dava, 15.09.1986 tarihinin sigorta başlangıcı olarak tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I-İSTEM:
Davacı, 15.09.1986 tarihinin sigorta başlangıcı olarak tespitini istemiştir.
II-CEVAP:
Cevap dilekçesinde özet olarak; her ne kadar davacı tarafından, diğer davalıya ait işyerinde 15.09.1986 tarihinde 1 gün çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin bu tarih olduğunun tespiti hususunda talepte bulunulmuşsa da; kurum kayıtların tetkikinden; Davacının tespit talep ettiği tarihte kuruma çalışmasının bildirilmediği, dolayısıyla davalı işyerinde çalışmasının bulunmadığının tespit edildiğini. Sigortalılık için fiili çalışmanın şart olup, davacının davalıya ait iş yerinde çalışacağına dair verilmiş işe giriş bildirgesi mevcut olsa da, bu tek başına fiili çalışmanın delili olarak kabul edilemeyeceğini, ayrıca davacının tespit istediği dönemin üzerinden 5 yıldan fazla sürenin geçmiş olduğunu, bu haliyle tespit istenilen sürenin üzerinden 5 yıldan fazla zaman geçmiş olduğundan ve ayrıca davalıya ait işyerinde fiili çalışması bulunmadığından açılan davanın gerek esastan gerekse de hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece davanın kabulü ile, davacının 15/09/1986 tarihinde davalıya ait işyerined 1 gün süre ile ve asgari ücretle çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 01/05/1987 olduğunun tespitine, davacının 01/05/1987 tarihniden önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları priminin prim ödeme gün sayısı hesabına dahil edilmesi gerektinin tespitine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından "HMK"nın 355. maddesi gereğince dairemizce kamu düzenini ilgilendiren ve re"sen istinaf nedeni yapılmasını gerektirecek başkaca bir hata bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf sebeplerine hasren yapılan inceleme sonunda:
Dava, davacının sigorta başlangıç tarihinin 15.09.1986 olduğunun tespiti davasıdır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar SGK tarafından istinaf edilmişsede, istinaf dilekçesinin müddeti muhafaza dilekçesi olarak verildiği ve herhangi bir istinaf sebebi içermediği görülmüştür. Ancak HMK"nın 355. maddesi gereği davanın kamusal niteliği gözetilerek değerlendirme yapılmalıdır.
Davacı 01.05.1969 doğumlu olup 15.09.1986 tarihinde 18 yaşını doldurmadığından ilk derece mahkemesince 01.05.1987 tarihi itibari ile tespit kararı verilmesi önceki süreler yönünden prim ödeme gün sayısı hesabında gözetilmesi gerektiği şeklinde karar verilmesi yerindedir.
İşe giriş bildirgesi ve nüfus kayıtlarının karşılaştırılması sonucu bilgilerin davacıya ait olduğu açıktır. Mahkemece SGK"ya yazılan yazıya verilen cevapta işe giriş bildirgesinde yer alan sigorta sicil numarasının tespit talebine konu 1986 Mersin serisi olduğu bildirilmiştir.
Davacı tanıkları talebi doğrulamıştır. İşyerinden bu döneme ilişkin işçi bildirimi bulunmadığından bordro tanığı dinlenememiştir. Çalışmaların eski yıllara ilişkin bulunması, geçtiği yer ve kısa süreye ilişkin bulunması sebebi ile komşu işyeri tanığı bulunması, bulunsa bile tanıkların bu durumu hatırlamalarının zorluğu ortadadır. Bu durum, işe giriş bildirgelerinin tüm detaylarıyla davacıya ait olduğunun tespiti ve Yargıtay"ın işe giriş bildirgesinin bir günlük çalışmaya karine teşkil edeceğine ilişkin önceki yıllara ait içtihatları birlikte değerlendirildiğinde mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu bu itibarla istinaf başvurularının HMK 353/1-b maddesinin 1. alt bendi gereği reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-İhbar olunan SGK vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b maddesinin 1. alt bendi gereğince ESASTAN REDDİNE," şeklinde esastan red kararı verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Fiili çalışmanın ispat edilemediği,davanın reddi gerektiği belirtilmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1. maddesi hükmünde yer alan düzenleme ile genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında, davanın yasal dayanağının 506 sayılı Kanun olduğu kabul edilmelidir.
Dava konusu somut olayda mahkemece,davacı tanık beyanları dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de; sigortalılık başlangıcının tespitine ilişkin YHGK’nun 01.06.2011 günlü 2011/307 E -2011/366 K sayılı, 21.09.2011 günlü ve 2011/527 E–2011/552 K sayılı ilamları gözetildiğinde eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
YHGK’nun belirtilen ilamlarında da bahsedildiği üzere, 506 sayılı Kanunun 108.maddesi uyarınca, sigortalılık başlangıcı yönünden salt işe giriş bildirgesi verilmiş bulunması yeterli olmayıp, ayrıca Kanunun 2.maddesinde öngörülen şekilde fiili çalışmaların aranması da gereklidir.
Bu nedenledir ki, somut olayda uyuşmazlık fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yöntemince düzenlenip süresi içinde kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de, fiili çalışmanın varlığının ortaya koyulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Kanunun 79/8.maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava, aynı zamanda sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında, adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği, ancak, yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda, çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı ve Anayasa’nın 60. maddesinde tanımlanan sosyal güvenlik hakkının niteliği gereği bu tür davalarda, hâkim, doğrudan soruşturmayı genişleterek, sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını resen belirlemelidir.
Bunun için de bu tür davalarda, işyerinde tutulması gerekli dosyalar ile kurumdaki belge ve kanıtlardan yararlanılmalı, ücret bordroları getirtilmeli, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, işyeri çalışanları saptanmalı ve sigortalının hangi işte ne kadar süre ile çalıştığı açıklanmalıdır.
Mahkemece, işyeri sicil numarası belirtilerek kanun kapsam tarihleri ve uyuşmazlık konusu döneme ilişkin dönem bodroları istenilmeli, bodro tanıkları dinlenilmeli ve komşu işyeri ve işverenleri ve bodroda kayıtlı çalışanları da tespit edilerek dinlenilmeli aksi halde davacının çalışmasını bilebilecek tanıklar dinlenerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.