14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/15249 Karar No: 2017/5576 Karar Tarihi: 03.07.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/15249 Esas 2017/5576 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/15249 E. , 2017/5576 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.09.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, İİK"nın 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davalılardan ..."ın davacıya olan borcundan dolayı takip başlatıldığını, borçlunun diğer davalılarla birlikte paydaş olduğu 12 Ada 33 Parsel kayıtlı taşınmazda borçlu adına kayıtlı paya alacak nedeniyle haciz konulduğunu ve İcra Mahkemesinden iş bu davayı açmak üzere yetki verildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., duruşmadaki beyanında davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı, ... hükmü temyiz etmiştir. Tefhim edilen kısa kararda dava konusu edilen 12 ada 33 parsel sayılı taşınmaz için hüküm kurulmuş olmasına rağmen, gerekçeli kararda hüküm 146 Ada 3 parsel de kayıtlı taşınmaz için kurulmuş olup, gerekçeli karar ile tefhim edilen hüküm sonucu arasında çelişki bulunmaktadır. 6100 sayılı HMK’nun “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur. Aynı yasanın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Temyiz edilen gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olduğu görülmüştür. 10.4.1992 tarihli ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmasızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği öngörülmüştür. Bu itibarla gerekçeli karar ile tefhim edilen kısa kararın çelişkili olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 03.07.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.