10. Hukuk Dairesi 2019/3046 E. , 2019/7684 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2015/112-2016/241
Dava, Kurumca resen tahakkuk ettirilen fark işçilik nedeniyle prim ve gecikme zammı borcunun iptali ile prim borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava konusuna ilişkin olarak öncelikle belirtilmelidir ki; çeşitli tarihlerde Kurumca çıkarılan genelge ve genel tebliğlere ekli listelerde asgari işçilik oranları belirlendiğinden, işin yapıldığı dönemde yürürlükteki asgari işçilik oranlarının dikkate alınması gerekir. Kurumun düzenleyici nitelikteki bu işlemine karşı idari yargı yoluna başvurarak iptal kararı alınmadıkça bir başka işçilik oranına dayanılarak hesaplama yapılamayacağı gibi, listede açıklanan işi bölümlere ayırıp her biri için ayrı işçilik oranları alınması da mümkün değildir. Ancak ihaleli işlerde bölümler halinde keşif özetine bağlanmış farklı ihale konuları varsa her biri için listede belirlenen asgari işçilik oranının esas alınması gerektiği kabul edilmelidir.
Öte yandan, Kuruma, yeterli işçilik bildirilmiş olup olmadığının araştırılmasında dikkate alınacak asgari işçilik oranlarının saptanması amacıyla oluşturulan Asgari İşçilik Tespit Komisyonu tarafından belirlenmiş olan asgari işçilik değerleri, malzeme, işçilik, kar ve işin yürütülmesinde etken diğer unsurların, konuya ilişkin düzenlemeler ışığındaki hesaplamaya dayalı olarak belirli orandaki ifadesi olup; Kurum tarafından uygulanan işçilik oranının ihale konusu işin sıralanan unsurları yönünden uygunluk göstermediğinin ileri sürülmesi olanağı da bulunduğundan, böylesi durumlarda, ihaleye ilişkin tüm belgeler getirtilerek, istihkakı oluşturan kalemler, kar payı, ihale indirimi, işin yapımında kullanılan teknoloji, genel ve yöresel rayiçler ile özellikle ihale konusu işin, asgari işçilik tespitine dayanak alınan verilerden uzaklaşan yönlerini ortaya koymak ve işin yapımında ileri teknoloji kullanılması nedeniyle o iş için Kurumca belirlenen asgari işçilik oranından daha düşük işçilik oranı gerçekleştiği yönündeki iddianın ispatı işverene aittir. Kuşkusuz bu iddia soyut tanık beyanlarına dayandırılamayacağından, işverenin bu iddiasını somut nitelikte delillerle ortaya koyması gerekir. Özellikle, işin niteliği dikkate alınarak yüksek teknoloji ürünü makine ve araçların işverenin o işe dair makine parkında bulunup bulunmadığı, yada işyeri dışından temine ilişkin belgeler mahkemeye ibraz edilmeli, bu araçların fiilen kullanılıp kullanılmadığı incelenmelidir. Sunulan belge ve kanıtların, uygulanan işçilik oranı yönünden değerlendirilip, gerçeğe uygun olup olmadığı konusunda yapılacak inceleme ise, gerek duyulduğunda ihale konusu iş kolunda teknik bilgi sahibi bilirkişilerin katılımıyla işyerinde keşif yapılmak suretiyle gerçekleştirilmeli; işçilik oranları konusunda farklı sonuca varılması halinde, gerekçelerinin ayrıntılı olarak ortaya konulup denetlenmesi gereği üzerinde durulmalıdır.
Eldeki davada ise, 08.07.2013-06.01.2014 tarihleri arasında yapılan ihaleli iş nedeniyle davalı kurumca yapılan asgari işçilik incelemesi sırasında, işe uygulanması gereken oranın %18,67 olarak esas alınıp belirlenen asgari işçilik miktarı üzerinden tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammı miktarının davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından süresinde Kuruma itiraz edildiği ve itirazın reddi üzerine süresinde İş Mahkemesine dava açıldığı,asgari işçilik komisyonu tarafından belirlenen asgari işçilik oranının, tebliğde kilitli parke taşı yapım işi ve bordör döşeme işi için belirlenen oranların yapılan işlerin ağırlıklı ortalaması esas alınmak suretiyle belirlendiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, asgari işçilik oranları tebliğinin 91. maddesi (b) bendinde belirtilen makinalı (malzemeli) kapsamında işin yapıldığı kabul edilerek, asgari işçilik oranının %10 olduğu, eksik işçilik olmadığı değerlendirmesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İhale sözleşmesi incelendiğinde; işin niteliği türü ve miktarının 72406 m2 kilitli parke yapım işi 28560 m2 bordör döşeme işi olarak belirtildiği, sözleşmenin birim fiyat üzerinden yapılan bir sözleşme olduğu, hak ediş özeti eki belgelerinden; imalat ve ihzarat listesinde yapılan işlere ilişkin hak edişlerin ayrı ayrı belirtildiği görülmektedir.
Asgari işçilik oranlarına ilişkin tebliğin 26"ncı maddesinde; bordör döşenmesi işi malzemeli %9, malzeme idareden %10, tebliğin 91"nci maddesinde; parke ile kaldırım ve yol yapımı işi için; insan gücü ile (malzemeli) %18, makineli (malzemeli) %10, malzemenin tümü idareden %30, parke veya bordör taşı idareden %25, parke taşı (kilitli) (malzemeli) %20 olarak asgari işçilik oranları düzenlenmiştir.
Yukarıda asgari işçilik oranları belirtilen işlerin nasıl yapıldığının detaylı tanımları, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden sorulmalı veya konusunda uzman bilirkişiden rapor temin edilmeli, dava konusu ihaleli işlerin hangi tanıma uyduğu gerekçeli olarak tespit edilmelidir.
Sosyal Sigorta İşleri Yönetmeliğinin 110"ncu maddesi (4) bendinde;"
(4) İhaleli işin birden fazla konuyu kapsıyor olması ve bünyesindeki her bir işin asgari işçilik oranı daha önce belirlenmiş olmak kaydıyla, ihale makamı tarafından her bir işe ait istihkak tutarlarının ayrı ayrı bildirilmesi hâlinde, araştırma işlemi, her bir işe ait asgari işçilik oranları dikkate alınarak yapılır. Her bir işe ait istihkak tutarının ayrı ayrı bildirilmemesi hâlinde ise, işverenin yazılı isteği üzerine araştırmada, bu işlerin en yükseğine ilişkin asgari işçilik oranı dikkate alınır. İşveren tarafından yapılan işlere ilişkin en yüksek asgari işçilik oranının uygulanmasının kabul edilmemesi durumunda işin asgari işçilik oranı Asgari İşçilik Tespit Komisyonu tarafından belirlenir."hükmü düzenlenmiştir.
Mahkemece,yapılan işlerin tebliğin hangi maddesi kapsamında yapılan iş olduğu gerekçeleriyle tespit edilmeli, yapılan işlere ilişkin ihale makamı tarafından ayrı ayrı hak ediş tutarlarının bildirilmesi halinde de yukarıda belirtilen yönetmelik hükmü dikkate alınmak suretiyle değerlendirme yapılmalıdır.
Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olguları gözetmeksizin, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.