Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/11559 Esas 2016/3949 Karar Sayılı İlamı

Davacı, ilk işe giriş tarihinin 13/01/1981 olduğunun tespitiyle, 01/04/2011 tarihinden itibaren emekliliğe hak kazandığına, ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 01/04/2011 tarihinde emekli olabileceğinin tespiti ile hak ettiği aylıklarının hak ediliş tarihlerinden itibaren faizleriyle birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının Kuruma verdiği 22/03/2010 tarihli dilekçesi ile hizmetlerinin toplanarak hangi tarihte emekli olabileceğinin bildirilmesini istediği, Kurum tarafından verilen 07/04/2010 tarihli cevapta ilk işe giriş tarihinin 18/10/1987 tarihi olduğu belirtilerek 50 yaşını dolduracağı 21/03/2015 tarihinden sonra yazılı müracaatı halinde aylık bağlanabileceğinin bildirildiği, Antalya 3. İş Mahkemesinin Esas sayılı dosyasında davacının 09/07/2010 tarihli dava dilekçesinde ilk işe giriş tarihinin 13/01/1981 olduğunun tespitine karar verilmesini talep ettiği, mahkemenin 15/11/2013 tarihli kararı ile davanın kabulüne, davacının ilk işe giriş tarihinin 13/01/1981 olduğunun tespitine karar verildiği, mahkemenin kararının Karar sayılı ilamı ile onandığı, davacının 31/03/2014 tarihili tahsis talebine göre davacıya 01/04/2014 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasanın Yaşlılık Aylığından Yararlanma Şartlarını düzenleyen 60. maddesinin (H) fıkrasında ve 5510 sayılı Yasanın Yaşlılık Sigortasından Sağlanan Haklar ve Yararlanma Şartlarını düzenleyen 28. maddesinin 9. fıkrasında sigortalının yazılı istekte bulunması halinde yaşlılık aylığının bağlanabileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacının 13/01/1981 tarihli sigorta başlangıcına göre 46 yaşını tamamladığı 20/03/2011 tarihinde yaşlılık aylığı şartları oluşuyor ise de bu tarihte Kuruma yaptığı yazılı bir başvurusu bulunmadığından 01/04/2011 tarihi itibariyle emekliliğe hak kazandığının tespitine karar verilmesi doğru değildir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10/03/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi