Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/21-421
Karar No: 2013/1653
Karar Tarihi: 06.12.2013

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/21-421 Esas 2013/1653 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemlerine ilişkindir. Mahkeme, ihraç kararının iptali isteminden bağımsız ve ayrı bir talep niteliğinde aidat borcunun bulunmadığına ilişkin bir menfi tespit davasının bulunmadığı gerekçesiyle sadece ihraç kararının iptali istemine ilişkin davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin kararı bozması üzerine uyuşmazlık Hukuk Genel Kurulu'nda ele alınmıştır. Hukuk Genel Kurulu'nca, davada menfi tespit isteminin de bulunduğuna ve bu talep hakkında da olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Bu nedenle mahkemece, davacının davalı kooperatife olan borç miktarının tespit edilmesi ve 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca menfi tespit davası yönünden eksik harcın tamamlattırılması için uygun süre verilerek, menfi tespit talebi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri olarak ise, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde
Hukuk Genel Kurulu         2013/21-421 E.  ,  2013/1653 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 07/11/2012
    NUMARASI : 2012/266  E-2012/407  K.

    Taraflar arasındaki “kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali ve borçlu olmadığının tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 08.12.2011 gün ve 2011/119 E-2011/467 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 04.04.2012 gün ve 2012/609 E-2012/2634 K. sayılı ilamı ile;
    (...Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife karşı tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, kooperatif yönetim kurulu kararıyla kooperatiften ihraç edildiğini, ihraç kararına itiraz edilmesi üzerine 22.01.2011 tarihli genel kurul toplantısında ihraca ilişkin yönetim kurulu kararının oy birliği ile kabul edildiğini, ihraç kararının Kooperatifler Kanunu"na ve anasözleşmeye aykırı oluğunu ileri sürerek, ihraç kararının iptali ile müvekkilinin davalı kooperatife borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının kooperatife karşı mali yükümlüklerini yerine getirmediğini, ihraç işleminin usule uygun olduğunu, davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin davasının ise ayrı bir dava halinde açılması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya gönderilen birinci ve ikinci ihtarnamelerde belirtilen meblağların gerçek borç miktarına uygun olmadığı, ayrıca ihtarnamelerde anapara ve faiz miktarının dayanaklarının açıklanmadığı gerekçesiyle, ihraç kararının iptaline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
    2)Dava, parasal yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hukuksal nedenine dayalı üyelikten ihraç kararının iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir Mahkemece, davanın kabulü ile davacının ihracına yönelik alınan kararın iptaline karar verilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesiyle, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini de talep etmiş olup, mahkemece bu talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamıştır. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda, davacının davalıya olan borç miktarının tespit edildiği de dikkate alınmak suretiyle, davacıya borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin harcını yatırması için önel verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


                         HUKUK GENEL KURULU KARARI
     
    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, üyelikten ihraç kararının iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemlerine ilişkindir.
    Mahkemece, ihraç kararının iptali yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir.
    Davalı kooperatif vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece; ihraç kararının iptali yönünden davanın kabulüne yönelik ileri sürülen temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin talebi yönünden ise olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiğine işaretle karar bozulmuştur.
    Yerel mahkemece, ihraç kararının iptali isteminden bağımsız ve ayrı bir menfi tespit isteminin bulunmadığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir. Hükmü temyize davalı kooperatif vekili getirmiştir.
    Üyelikten ihraç kararının iptali yönünden davanın kabulüne dair verilen hüküm kesinleşmiş olup, bu husus uyuşmazlık dışıdır.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının talebinin, parasal yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hukuksal nedenine dayalı üyelikten ihraç kararının iptali yanında borçlu olmadığının tespitine (menfi tespit) ilişkin bir davanın da bulunup bulunmadığına ilişkindir.
    Yukarıda yer verilen uyuşmazlık konularının ayrı ayrı incelenip değerlendirilmesinde yarar vardır.
    Hemen belirtilmelidir ki; davacı, davalıya karşı olan birden fazla talebini aynı davada birleştirebilir.  Yani birden fazla davasını aynı dava dilekçesi ile açabilir. Buna “objektif dava birleşmesi veya davaların yığılması” denilmektedir. Bu halde, davada birlikte açılan dava sayısı kadar talep sonucu ve dava konusu bulunmaktadır.
    Davaların yığılmasında (objektif dava birleşmesinde), görünüş itibariyle tek bir dava dilekçesi bulunmasına rağmen, aslında dava dilekçesinde belirtilen talep sayısı kadar birbirinden ayrı bağımsız dava vardır ve yargılamada her bir dava (talep) bağımsız olarak ayrı ayrı işlem görür ve karara bağlanır (Kuru/Arslan/Yılmaz; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 22.Baskı, Ankara 2011, s.284, 285; Hukuk Genel Kurulu’nun 23.06.1993 gün ve 1993/2-133- 481 esas, karar sayılı ilamı).
    Somut olaya gelince; davacı vekilinin düzenlediği dava dilekçesinin üst kısmında tarafların bilgilerine yer verildikten sonra konu başlığı altında “İhraç kararının iptali ile aidat borcu olmadığının tespiti talebidir” şeklinde davanın konusunun ne olduğu belirtilmiştir. Bunun yanında yine dava dilekçesinin açıklamalar kısmında ilk iki paragrafta ihraç kararının şekil şartlarına uyulmadığı belirtilerek, iptali istenildikten sonra üçüncü paragrafta ayrı bir talep olarak davalı kooperatife herhangi bir borcun bulunmadığı açıklanmaktadır. Dava dilekçesinin sonuç kısmında ihraç kararının iptali ile davalı kooperatife borcun bulunmadığının tespiti istemlerinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
    Görüldüğü üzere, dava dilekçesinin içerik ve kapsamından ihraç kararının iptali isteminden bağımsız ve ayrı bir talep niteliğinde aidat borcunun bulunmadığına ilişkin bir menfi tespit davasının bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
    Öyleyse, yukarıda vurgulandığı üzere, mahkemece, ihraç kararından ayrı ve bağımsız menfi tespit davası hakkında da hüküm kurulması gerekmektedir.
    Yukarıda yapılan açıklamalar göstermektedir ki, ihraç kararının iptali isteminden bağımsız ve ayrı bir talep niteliğinde aidat borcunun bulunmadığına ilişkin bir menfi tespit davasının bulunmadığına dair yerel mahkeme direnme kararı isabetli değildir.
    Şu halde, mahkemece yapılacak iş; yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporunda davacının davalı kooperatife olan borç miktarının tespit edildiği dikkate alınmak suretiyle, 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca menfi tespit davası yönünden eksik harcın tamamlattırılması için davacı tarafa uygun süre verilerek, bu eksiklik giderildikten sonra, menfi tespit talebi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar vermek olmalıdır.
    Hukuk Genel Kurulu’nun 08.05.2013 gün ve 2012/23- 1495 esas, 2013/630 sayılı ilamı da aynı yöndedir.
    Sonuç itibariyle; mahkemece, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, hatalı kabulle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davalı S.S....Konut Yapı Kooperatifi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun"un 440/1.maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi