23. Hukuk Dairesi 2015/2679 E. , 2015/2734 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olduğunu ve davalı ile aralarında 2008 yılında patates ekim sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşme gereği patates ekimi yapıp kooperatife vermesine rağmen davalı kooperatifin hak ettiği ücreti ödememesi üzerine davalı hakkında icra takibi başlattığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili,...icra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, borcun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; icra takibine konu olan ve taraflar arasında 10.04.2008 tarihinde imzalanan patates ekim sözleşmenin 7. maddesi uyarınca, davacının da dahil olduğu 4 kişilik grup halinde sözleşmeyi imzalayan imza sahibi ortakların, bu sözleşme nedeniyle kooperatife karşı kesin hesap sonucu ortaya çıkacak borçları nedeniyle birbirlerine müştereken ve müteselsilen kefil oldukları, davacının kooperatiften olan alacağının yanında iki tane grup ortağının da kooperatife borçlarının bulunduğu ve davacının alacağının bir kısmının bu borçlar nedeniyle mahsup edildiği, mahsup sonrasında kalan alacağın ise davalı borçlu tarafından ödendiği, bu nedenle davacının davalıdan alacağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Davacı yanca başlatılan icra takibine davalı tarafından borca itirazla birlikte yetki itirazındada bulunulmuştur. Mahkemece, öncelikle bu itirazın incelenmesi zorunludur. Zira, ödeme emri tebliği üzerine borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, alacaklı İİK"nın 50/2. maddesi uyarınca, bu itirazın kaldırılmasını ancak, İcra Hukuk Mahkemesi"nden isteyebilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, alacaklı aynı Kanun"un 67/1.maddesi uyarınca icra hukuk mahkemesine başvurabileceği gibi, dilerse genel mahkemeye itirazın iptali davası da açabilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, İcra Hukuk Mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır. Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı İcra Hukuk Mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. Esasen icra
hukuk mahkemesinden daha geniş yetkili olan genel mahkemenin yetki itirazını inceleyememesi için bir neden de bulunmamaktadır. Genel mahkemenin önce kendi yetkisine yönelik itirazı inceleyip karara bağlayacağı kabul edilirse, mahkeme yetkisizlik kararı verecek, yetkili mahkeme bu kez icra dairesinin yetkisiz olduğu, geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle itirazın iptali davasını reddedecektir. Bu durum ise Anayasa"nın 141/son maddesinde hüküm altına alınan usul ekonomisine de aykırı düşecektir. Dairemiz`in yerleşik uygulamasına göre de, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için, yetkili icra dairesinde mevcut bir takip bulunmalıdır. Dolayısıyla, mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tesbit etmesi halinde, borcun esasına ilişkin itirazın incelemesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının da salt bu nedenle reddine karar vermesi gerekmektedir. Artık bu durumda, mahkemenin kendi yetkisine yapılan bir itiraz varsa bunu incelemesine gerek kalmamaktadır. İcra dairesinin yetkili olduğunun anlaşılması halinde, bundan sonra mahkemenin yetkisine yönelik itirazı incelemesi, sonucuna göre gerekli kararı vermesi gerekmektedir.( HGK. 28.03.2001 gün ve 2001/19-267 E. 2001/311 K.; 20.03.2002 gün ve 2002/13-241 E., 2002/208 K. ; 27.11.2013 gün ve 2013/13-372 E, 2013/1606 K)
İcra dairesinin yetkisi konusunda 2004 sayılı İİK"nın 50. maddesi yollaması ile takip tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın yetkiye ilişkin hükümleri dikkate alınmalıdır. 6100 sayılı HMK"nın 14/2. maddesi uyarınca özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Mahkemece, bu hükmün hukuki niteliği resen dikkate alınmalıdır.
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelere göre davalı kooperatifin merkezi .... Şu halde icra takibinin, yetkisiz...İcra Dairesi"nde yapılması nedeniyle davanın reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2) Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalıcı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığın, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.04.015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.