8. Hukuk Dairesi 2018/10618 E. , 2021/711 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili; müvekkili idarenin, dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 508 ada 23 parsel sayılı 15.206 m2’lik taşınmazın 1/2 paylı maliki olduğunu, 3,379 m2"lik kısmının davalı ... tarafından yol olarak kullanıldığını açıklayarak, 01.05.2008-31.04.2013 tarihleri arasında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 93,056,00TL ecrimisil talep etmiştir.
Birleşen ... 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/358 Esas dosyasında davacı vekili; davalı idarenin kullandığı yol ile ilgili sonraki dönem olan 01.05.2013-11.06.2014 tarihleri arasında fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 29.000,00 TL ecrimisil talep etmiştir.
Davalı ... vekili; zamanaşımı itirazı olduğunu, davada her iki tarafın da idare olması nedeni ile davaya idare mahkemesinin bakması gerektiğini, usule uygun bir işgal tazminatı ihbarnamesi olmadığını, ihbarname gönderilmeden dava ikame edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne; asıl dava dosyası yönünden; ... İlçesi, ... Mahallesi, ... Sokağında kain 508 ada 23 parsel sayılı 15.206 m2 sahalı taşınmazın, 3,379 m2"lik kısmı için 01.05.2008-31.04.2013 tarihleri için 99.252,00 TL"nin dönem sonlarından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, birleşen ... 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/358 Esas, 2014/359 Karar sayılı dosyası yönünden; ... İlçesi, ... Mahallesi, ... Sokağında kain 508 ada 23 parsel sayılı 15.206 m2 sahalı taşınmazın, 3,379 m2"lik kısmı için 01.05.2013-31.06.2014 tarihleri için 29.200,00 TL"nin dönem sonlarından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; ecrimisil talebine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2. Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin hak sahibi olmayan zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle; özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Somut olayda, emsal araştırması yapılmamıştır. Arsa niteleğindeki dava konusu taşınmazın, benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilip, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılması gerekir. Ayrıca Mahkemece, asıl dava yönünden 01.05.2008-31.04.2013 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisile karar verildiği, davacının da 01.05.2008- 31.04.2013 tarihine kadar olan dönem için ecrimisil talep ettiği, asıl davanın 28.06.2013 tarihinde açıldığı, davalı vekilinin süresinde zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde Mahkemece, 28.06.2008 tarihinden başlamak üzere taleple bağlılık kuralı gereği, 31.04.2013 tarihleri arasındaki dönem için hesaplanan ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, zamanaşımı defi dikkate alınmadan fazla süre için hesaplanan ecrimisile hükmedilmesi hatalıdır. Ayrıca ecrimisil belirlenirken davacının tapu kaydındaki payı göz önüne alınarak hesaplama yapılması gerekir.
Birleşen dosya yönünden 03.11.2015 tarihli bilirkişi raporun da ecrimisil bedeli olarak 28.540,00 TL belirlemiş iken hükümde 29.200 TL"ye hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Kabule göre de, dava dilekçesinde işgal tazminatının dönem sonlarından geçerli kademeli faiz talep edildiğinden infaza elverişle değildir. Her dönem için belirlenen alacak ve dönem sonu ayrı ayrı gösterilip faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenle 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair itirazların 1. bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 01.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.