14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/18376 Karar No: 2017/5523 Karar Tarihi: 03.07.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/18376 Esas 2017/5523 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/18376 E. , 2017/5523 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 13/08/2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/12/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, mirasbırakan ...’nın terekesinin borca batık olduğunu, mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili ve davalı ... A.Ş. vekili temyiz etmiştir. 1)Davacı ... kendi adına asaleten ve 2003 doğumlu ... ve 2006 doğumlu...’ya velayeten mirasın reddi için işbu davayı açmıştır. Annenin hukuki yararı ile çocuğun hukuki yararı çatışmaktadır. Mahkemece Medeni Kanunun 426/2. maddesi uyarınca küçük için bir kayyım tayin ettirilmesi, davanın kayyım tarafından devam ettirilmesi ve gösterdiği takdirde delilleri toplanıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. Açıklanan husus üzerinde durulmadan işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır. 2) TMK"nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince, mirasın reddi davasında, mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Davacılar vekilinin vekaletnamesinde, mirasın reddi yetkisinin bulunmaması da doğru değildir. 3)Yasal mirasçılar, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işleri yapmamış olmaları veya terekeyi sahiplenmemiş bulunmaları halinde terekenin ölüm tarihinde borca batık olduğu yönünde tespit kararı verilmesini isteyebilirler. Terekeyi sahiplenmiş olan veya sahiplenme anlamına gelen işleri yapan mirasçıların, bundan sonra terekenin borca batık olduğunu ileri sürmeleri Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olur. Hakkın açıkça kötüye kullanılmasını da hukuk düzeni korumaz. Somut olayda, 23.04.2014 tarihli jandarma tutanağında, davacıların mirasbırakana ait evde oturmadıkları tespit edilmiş ise de 22.05.2014 tarihinde miras bırakana ait taşınmazda yapılan keşif sonucunda düzenlenen keşif zaptında “Fatma Şırgan’dan sorulduğunda taşınmazda ...’nın eşi ve çocukları ile birlikte ikamet ettiğinin bildirildiği görülmüştür” ifadeleri yer almaktadır. Terekenin sahiplenilmesi anlamına gelebilecek davranışlar olup olmadığı hususunda çelişki doğduğundan çelişki giderilmek suretiyle davacıların terekeyi sahiplenme anlamına gelecek davranışlarının bulunup bulunmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.07.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.