15. Ceza Dairesi 2017/4207 E. , 2019/4639 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK’nın 158/1-d, 62/1, 51 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, şikayetçinin işyerine giderek kendisini İl Sağlık Müdürlüğü görevlisi olarak tanıtmak suretiyle sigara denetimi yapacağı konusunda şikayetçiyi aldatıp elindeki kamera ile işyerinde görüntü çekmeye başladığı, şikayetçinin kendisinden kimlik göstermesini istemesi üzerine çıkarmış olduğu nüfus cüzdanını hızlı bir şekilde açıp kapattıktan sonra, işyerine ceza keseceğini, ancak bu cezanın sembolik olacağını söyleyerek şikayetçiden 150 TL aldığı ve araçtan makbuz alacağı bahanesiyle söz konusu işyerinden ayrılarak haksız yarar sağladığı, bu suretle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Sanığın, olayda İl Sağlık Müdürlüğü’ne ilişkin herhangi bir kimlik veya belge kullanmaması karşısında, kendisini kamu görevlisi olarak tanıtıp hileli söz ve davranışlarla şikayetçiden menfaat temin etmesi şeklinde sübut bulan eylemlerinin, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 158/1-L maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturuyor ise de, suç tarihi itibariyle sanık lehine olan 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma kapsamındaki TCK"nın 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a-Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle fazla adli para cezası tayini,
b-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 06.04.2010 tarih ve 2010/4-71 Esas, 2010/76 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi; 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesiyle, bir infaz kurumu haline getirilip, sadece hapis cezasıyla sınırlı olarak kabul edilen ertelemede, maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkemece bir deneme süresinin belirlenmesi zorunlu olup, bu sürenin belirlenmemesi veya eksik belirlenmesinin, aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceği ve denetim süresinin mahkûm olunan hapis cezası süresinden az olamayacak şekilde belirlenmesi gerektiğinden hareketle, somut olayda anılan emredici düzenlemeye aykırı olacak şekilde, mahkemece sonuç olarak 1 yıl 8 ay hapis cezası verilen sanık hakkında 1 yıl denetim süresi belirlenmesi,
c- Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.