14. Hukuk Dairesi 2017/2210 E. , 2017/5511 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.05.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, dava konusu 151 ada 73 parsel sayılı taşınmazın maliki bulunduğunu, ...Belediye Encümeninin 19.04.2006 tarih, 27 sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda yapılan imar düzenlemesi sonucu 614 ada 2 sayılı imar parselinin oluşturulduğunu, ancak anılan şuyulandırma işleminin idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, taşınmazı tapu siciline güvenerek satın aldığını, iyiniyetli 3. kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 614 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden; davadaki isteğin, davacının 73 sayılı kadastral parseli üzerinde oluşturulan 614 ada 2 sayılı imar parselinin tapu kaydının iptali ile kadastral parselin ihyası istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği açıktır.
Somut olayda; davacının 73 parsel sayılı taşınmazının imar uygulamasına tabi tutulması sonucu 112 ada 3 ve 119 ada 4 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğu; dava konusu 614 ada 2 sayılı imar parselinin ise 151 ada 119 parsel sayılı taşınmazdan meydana getirildiği; ancak, imar parsellerinin dayanağını teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilmiş olması nedeniyle sicil kayıtlarının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yok ise de; sicil kaydı yolsuz tescil durumda olan imar parseli üzerinden tapu iptal ve tescil kararı verilmesi doğru olmadığı gibi, 73 sayılı kadastrol parselin ihyasının sağlanabilmesi için anılan taşınmaz üzerinde oluşturulan alanlar ve malikleri belirlenmeden hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece yapılması gereken iş, mahallinde keşif yapılarak 73 sayılı kadastral parsel üzerinde imar uygulamasıyla oluşturulan alanların (imar parselleri, park, yol vs) tespit edilmesi, davada taraf olmayan malikleri hakkında ayrı bir dava açması hususunda davacıya süre verilmesi, dava açıldığı takdirde görülmekte olan dava ile birleştirilmesi, taraf delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilmek ve belirtilen ilkeler gözetilmek suretiyle infaza elverişli biçimde kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptal ve tescile hükmedilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek ve yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
03.07.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.