11. Hukuk Dairesi 2015/12302 E. , 2017/416 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/07/2015 tarih ve 2012/441-2015/718 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin “...” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, müvekkilinin kalitesi, modern üretim teknolojisi ve çağdaş yönetimiyle soğutma alanında dünyanın sayılı şirketlerinden biri olduğunu, davalının müvekkili şirkete bağlı yetkili bayi olmadığı halde yetkili bayii olduğunu beyan edip kamu oyunu yanıltarak müvekkili şirketin ürünlerini sattığını ve müvekkili şirkete ait logo ve unvanı işletmesinin muhtelif yerlerine asarak tabelasında kullandığını, bu yolla haksız kazanç elde ederek müvekkili şirketin hem kazanç hem de itibar kaybına neden olduğunu, bu durumun müvekkilinin markasına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek müvekkilinin marka hakkına tecavüzünün tespitine, tecavüzün önlenmesine, 556 sayılı KHK"nın 66/c. maddesi uyarınca hesaplanacak yoksun kaldığı kazancın ve markasının uğramış olduğu itibar kaybının oluşturduğu maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini 15.000,00 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin beyaz eşya ticareti ile uğraştığını, diğer beyaz eşya markaları ile birlikte davacının markasının da işyeri tabelasında küçük puntolarla yazılı olduğunu, bu durumun marka tecavüzü olarak kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davalının spot beyaz eşya mağazasında bir çok ürünün satışının yapıldığı, işyerinin girişinde bulunan levhada davacı adına tescilli “...” markası ile birlikte diğer beyaz eşya markaların da yazılı olduğu, davalının davacının bayisi olmadığı ve davacıya ait “...” markalı ürünleri işyerinde satması için davacının bayisi olması da gerekmediği, spot beyaz eşya satışına ilişkin teşebbüsünün Anayasa"nın teşebbüs hürriyeti kapsamında olup hukuka
aykırı bulunmadığı, davalının davacı markasını sadece işyerinde sattığı mallara ilişkin duyuru yapmak amacıyla kullandığı ve davalı tarafın kullanımının dürüst kullanım içinde kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 23/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.