17. Hukuk Dairesi 2017/2031 E. , 2019/10321 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; ... ili Ataşehir semtinde bulunan dairenin, davacı şirket tarafından "Kredi Konut Sigorta Poliçesi" ile sigortalandığını, 02/06/2014 tarihinde yağan şiddetli yağmurun, davalı idareye ait rögardaki pis suların geri teperek sigortalı daireye sirayet etmesine ve hasara neden olduğunu, ekspertiz incelemesi sonucu tespit edilen 4.836,46 TL hasar bedelinin 12/06/2014 tarihinde sigortalıya ödendiğini, sigortalı dairede meydana gelen zararla davalının kusurlu eylemi arasında uygun illiyet bağı bulunduğunu, davalının bu zarardan sorumlu olduğunu, zararın rücuen tahsili için iş bu davanın açıldığını belirtilerek, 4.836,46TL tazminatın 12/06/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; idari yargının görevli olduğunu, İSKİ Deşarj Yönetmeliği gereğince pis suyun geri tepmesini önleyecek çekvalf denilen aletin takılmasının konut veya işyeri kullanıcılarına ait olduğunu, zararın meydana gelmesinde kusurlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalının kusuru bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-2560 sayılı ... Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanununun 17. maddesinde kanalizasyon şebekesi bulunan cadde ve sokaklardaki her taşınmazın kanalizasyona bağlanmasının zorunlu olduğu, bu bağlantıların, bedeli taşınmazın sahibinden alınmak suretiyle İSKİ tarafından yapılacağı veya projesine uygun olarak yaptırılacağı hüküm altına alınmıştır. Kanunun 18. maddesinde ise yapı için belediyeden ruhsat isteyen gerçek ve tüzel kişilerin, daha önce İSKİ"den su ve kanalizasyon durumu hakkında belge almak zorunda oldukları, İSKİ"nin o yerdeki su ve kanalizasyon şebekesine göre su ve kanalizasyon durum belgesi vereceği, yapıların durum belgesi alınmadan veya tesisatın durum belgesine aykırı olarak yapılması hallerinde imar mevzuatının ruhsatsız yapılar hakkındaki hükümleri uygulanacağı belirtilmiştir.
İSKİ Atıksuların Kanalizasyon Şebekesine Deşarj Yönetmeliği"nin 10. maddesinde ve geçici 1. maddesinde, evsel atıksu kanalizasyon bağlantılarının ne şekilde yapılacağı, buna dair ruhsatın nasıl verileceği hususlarında düzenlemeler içermektedir. Yönetmeliğin 23. maddesinde ise yönetmelik hükümleri uyarınca ya da diğer mevzuatla yasaklanmış olan eylem ve eylemlerin ya da faaliyetlerin tespiti halinde bu faaliyetlerin veya eylemlerin durdurulması, engellenmesi ya da ortadan kaldırılması için yapılacak işlemlerin neler olduğu belirtilmiştir. Yine 3030 sayılı Yasanın kapsamı dışında kalan Belediyeler Tip İmar Yön. göre "Yapı Kullanım İzni" başlıklı 64. maddesinin 6. fıkrasında "Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda elektrik, su, kanalizasyon, haberleşme ve benzeri hizmetlerden ve tesislerden faydalanamyacağı, bu hizmetlerden faydalanması durumunda hizmet veren idarenin sorumlu olacağı" belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere İSKİ"nin kanalizasyon hattının yapım, bakım, onarım görevlerinin yanı sıra denetim yükümlülüğü de bulunmaktadır.
Yönetmeliğe göre mal sahibi, müteahhit veya apartman yöneticisi parsel çıkış bacasına atıksuyun geri gelmesini önleyecek tedbirleri almak zorundadır. Ancak bu önlemlerin alınmamış olması davalı İSKİ"nin denetim yükümlülüğü nedeniyle olan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Kaldı ki, İSKİ"nin kanalizasyon sisteminden doğan zararlardan yapı sahibi olarakta sorumluluğu vardır. Nitekim İSKİ kanalizasyon sisteminin sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlamakla yükümlüdür. Somut olayda, mahkemece mimar bilirkişiden alınan 30.11.2015 tarihli keşif sonrası düzenlenen raporda, dava konusu hasara neden olan su basmasının, davalı idarenin sorumluluğundaki atık su alt yapı hattı yetersizliğinden kaynaklandığı, davalının olayda kusursuz sorumluluğunun söz konusu olduğu bildirilmiş, davacının talep edebileceği tazminat tutarı 4.836,46 TL olarak hesaplanmıştır. Bilirkişi raporunda; ana binanın yapı iskan izninin bulunmadığı, ancak binaya elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz ve telefon hizmetlerini götürerek, burada ikamete göz yuman idarenin, atık su ve yağmur suyu nedeniyle oluşacak zarardan sorumlu olacağı, belirtilmiştir. Bu nedenle mahkemece, sigortalı işyerinin bulunduğu binanın şebeke bağlantılarına ait ruhsat, izin, proje gibi evraklar ile arıza kayıtları ilgili idarelerden celbedilerek, olayın oluş şekli, Deşarj Yönetmeliği hükümlerine göre şebeke bağlantılarında eksiklikler olup olmadığı, parsel çıkış bacasına atıksuyun geri gelmesini önleyecek tedbirlerin alınıp alınmadığı, bu tedbirler alınmamış ise zararın meydana gelmesindeki etkileri, sigortalı, bina yönetimi veya başka herhangi birinin zararın meydana gelmesinde kusuru olup olmadığı, bunların kusuru var ise zararın meydana gelmesinde mevcut kusurun ağırlığı gibi hususlar nazara alınarak davalı İSKİ"nin denetim yükümlüğünden kaynaklanan herhangi bir kusuru olup olmadığı, var ise davalı İSKİ ve bina sahiplerinin zararın meydana gelmesinde ne oranda kusurlu olduğu konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.