Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/20733 Esas 2010/2915 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/20733
Karar No: 2010/2915
Karar Tarihi: 11.02.2010

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/20733 Esas 2010/2915 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2009/20733 E.  ,  2010/2915 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 10. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 08/07/2009
    NUMARASI : 2009/568-2009/924

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Borçlu vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
    4077 Sayılı Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 15. maddesi ile getirilen 10. maddesinin 3. fıkrasında "... Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez" hükmü getirilmiştir. Bu yasal düzenleme doğrultusunda, alacaklı banka asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp,takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını isteyemez.
    Somut olayda, alacaklı kredi sözleşmesinin kefili hakkında 25/07/2005 tarih ve 20.000 YTL bedelli taşıt kredi sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak için 20/03/2009 tarihinde ilamsız takip başlatılmıştır. Aynı tarih ve bedelli kredi borcu için asıl borçlu L.U.hakkında da Ankara 14. İcra Müdürlüğü "nün 2009/2737 Esas sayılı dosyası üzerinden rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı görülmektedir. Yukarıda yazılı yasa hükmü karşısında asıl borçlu hakkında başlatılan bu takip, sonuçlandırılıp, takip semeresiz kaldıktan sonra,  bakiye alacak kaldığı belirlenmeden, kefil hakkında takip yapılamaz.
    O halde, mahkemece itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle işin esasına girilmesi isabetsizdir.
    Kabule göre de, borçlu itiraz dilekçesinde faize itiraz etmiş olmasına karşın asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11/02/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.