17. Ceza Dairesi 2019/13930 E. , 2020/1650 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanıklar hakkında hırsızlık suçundan verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Müştekinin hesabından internet bankacılığı yoluyla para aktarma işleminin saat 23.27"de gerçekleştiği dikkate alındığında sanık hakkında hükmolunan cezadan TCK’nun 143. maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Katılan ...’nin 11.06.2018 tarihli beyanında tarafına yapılan bir ödeme bulunmadığını ve sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına muvafakati bulunmadığını belirttiği anlaşıldığından tebliğnamedeki 2 numaralı bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık hakkında 03.06.2009 tarihli ilk mahkumiyet kararının yalnızca sanık müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine bozulmasına karar verildiği gözetilmeden daha ağır cezaya hükmedilerek yazılı şekilde karar verilmesi,
2-17.02.2006 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 19.02.2006 olarak yazılması,
3-Lehe bozma sonrası yapılan yargılama giderlerinin sanıktan tahsiline karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasında "4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına," ilişkin hükümden sonra gelmek üzere “CMUK’nun 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakkı gözetilerek infazın erteli 1 yıl 8 ay hapis cezası ve 333 gün karşılığı 6.660,00 TL adli para cezası
üzerinden yapılmasına, 5237 sayılı TCK"nun 52/4 maddesi gereğince sanığa verilen adli para cezasının ekonomik ve şahsi halleri gözetilerek takdiren 20 ayda 20 eşit taksitle taksitlendirilmesine,” cümlesinin eklenmesi, gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 17/02/2006 olarak düzeltilmesi ve "Bozma öncesi payına düşen 82,80 TL yargılama giderlerinin sanıktan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, bozma sonrası yargılama giderlerinin ise Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasına" karar verilmek suretiyle eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
1-Sanık ...’nın tüm aşamalardaki suç tarihinde banka kartını diğer sanık ...’ye verdiğine ve parayı çeken şahsın ... olduğuna ilişkin istikrarlı savunmaları ve sanık ...’in de 21/02/2007 tarihli celsedeki sanık ...’ın savunmasını doğrular nitelikteki beyanı dikkate alındığında, sanığın savunmasının aksini ıspata yarar, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı başkaca bir delil bulunmadığı anlaşıldığından sanığın atılı hırsızlık suçundan beraati gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de,
2-Sanık hakkında 03.06.2009 tarihli ilk mahkumiyet kararının yalnızca sanık müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine bozulmasına karar verildiği gözetilmeden daha ağır cezaya hükmedilerek yazılı şekilde karar verilmesi,
3-17.02.2006 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 19.02.2006 olarak yazılması,
4-Lehe bozma sonrası yapılan yargılama giderlerinin sanıktan tahsiline karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 06.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.