Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/13-372
Karar No: 2013/1606
Karar Tarihi: 27.11.2013

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/13-372 Esas 2013/1606 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/13-372 E.  ,  2013/1606 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Osmaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 22/11/2012
    NUMARASI : 2012/452-2012/638

    Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Osmaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce (Tüketici Mah.sıfatıyla) davanın reddine dair verilen 18.01.2012 gün ve 2012/40 E., 2012/40 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 06.06.2012 gün ve 2012/10006 E.,-14876 K. sayılı ilamı ile;
    (...Davacı, davalıya inşaat malzemesi sattığını ancak bedelini ödemediğini, tahsili için yapılan icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, %40 tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, ikametgâhı olan Antalya İcra Dairesi"nin ve Mahkemesi"nin yetkili olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davaya bakma görevinin Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi ve İcra dairesinin yetkili olduğu belirterek, davacı tarafından yetkili yerde yapılmış icra takibi bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalı aleyhine alacağının tahsili için icra takibi yapmış ve davalı, icra dairesine yetki itirazında bulunmuştur. İ.İ.K. 50.maddesi "Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir." hükmünü öngörmüştür. HUMK 9.maddesi gereğince kural olarak dava, davalının ikametgâhı mahkemesinde açılırsa da, davacının talebi satım sözleşmesinden doğan para alacağına ilişkin olduğuna göre, BK. 73.maddesi gereğince de aksi kararlaştırılmadıkça, borcun alacaklının, ödeme zamanında ikamet ettiği yerde ödenmesi gerekir.
    Somut uyuşmazlıkta para borcunun ifa yeri alacaklının ikametgâhı Osmaniye"dir. Öyle olunca, alacaklının ikametgâhı ve sözleşmenin ifa edileceği Osmaniye" de icra takibi yapılıp, dava açılabilir. Bu durumda davanın yetkili mahkemede açıldığının kabulü ile işin esasına girilerek uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, satım akdinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin davada, yetkili mahkemenin ve yetkili icra dairesinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
    2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223)
    Yargıtay"ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır ( HGK. 28.03.2001 gün ve 2001/19-267 E. 2001/311 K.; 20.03.2002 gün ve 2002/13-241 E.,2002/208 K. ).
    Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır ( Saim Üstündağ, İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1995, 6. Bası, s. 101-102 ).
    Öte yandan, itirazın iptali davasının görülebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış, geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada, geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde, bu itiraz usulünce incelenerek sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağı açıktır.
    Somut olayda, icra takibinin yapıldığı Osmaniye 2. İcra Müdürlüğü’nün yetkisine itiraz edilmiş olduğundan, itirazın iptali davasında, mahkemenin, öncelikle bu itirazı inceleyip, sonuçlandırması gereklidir.
    Davacı/alacaklı şirket merkezinin icra takibinin başlatıldığı Osmaniye ilçesinde olduğu ve davalı/borçlunun ikamet adresinin takip tarihi itibariyle Antalya ilinde bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
    Bu durumda alacaklının kendi ikamet yerinde icra takibi başlatma yetkisinin bulunup bulunmadığı belirlenmelidir.
    818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 73. maddesi “Borcun ifa edilmesi lazım gelen yer, iki tarafın sarih veya zımni arzusuna göre tayin edilir. Hilafına bir şart mevcut olmadığı surette aşağıdaki hükümler tatbik olunur:
    1 - Borç bir miktar paradan ibaret ise tediye alacaklının verme zamanında mukim bulunduğu yerde vukubulur.
    2 - Borç muayyen bir şeye taalluk ediyorsa bu şey akdin inikadı zamanında bulunduğu yerde teslim olunur.
    3 - Bunlardan başka her borç doğumu zamanında borçlunun mukim bulunduğu yerde ifa edilir. Alacaklının ikametgahında tediye edilmesi lazım gelen bir borcun ifası borcun doğumundan sonra alacaklının ikametgahını değiştirmesi sebebiyle ehemmiyetli bir surette güçleşmiş ise borç alacaklının evvelki ikametgahında ifa olunabilir.” Şeklinde düzenleme içermektedir. 6098 Sayalı TBK’nun 89. maddesinde de aynı yönde düzenleme bulunmakta olup, aksi kararlaştırılmadıkça, para borcunun, alacaklının ödeme zamanında ikamet ettiği yerde ödenmesi gerekir.
    Anılan bu yasa hükmüne göre, bir para borcunun alacaklısının, kendi ikamet adresinde bulunan icra dairelerinde takip başlatmasında bir usulsüzlük yoktur. Ancak, somut olayda davalı borçlu vekili, taraflar arasında hiçbir akdi ilişki olmadığını savunarak alacaklıya para borcunun bulunmadığını ileri sürmüştür.
    6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 116. maddesi uyarınca yetki itirazı ilk itirazlardandır.
    Aynı Kanun’un 117. maddesinde ilk itirazların ön sorunlar gibi incelenerek karara bağlanacağı hüküm altına alındıktan sonra 164. maddesinde ön sorunların incelenme usulü açıklanmış olup anılan yasa hükmü aynen; “(1) Hâkim, taraflardan birinin ileri sürdüğü ön sorunu incelemeye değer bulursa, belirleyeceği süre içinde, varsa delilleriyle birlikte cevabını bildirmesi için diğer tarafa tefhim veya tebliğ eder.
    (2) Ön sorun hakkında iki taraf arasında uyuşmazlık varsa, hâkim gerekirse tarafları davet edip dinledikten sonra kararını verir.
    (3) Hâkim, ön sorun hakkındaki kararını taraflara tefhim veya tebliğ eder.” Şeklindedir.
    Bu durumda, alacaklının ikamet ettiği yer olan Osmaniye İcra Dairesi’nin BK’nun 73. (TBK m.89) maddesi uyarınca yetkili olup olmadığının belirlenebilmesi için, öncelikle borçlunun bu itirazı incelenerek, taraflar arasında akdi ilişki olup olmadığının ve icra takibinin gerçekte bir para alacağına dayalı olup olmadığının belirlenmesi gerektiğinden yerel mahkemenin direnme kararının bu değişik gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
    Direnme kararı açıklanan bu değişik nedenlerle bozulmalıdır.
    S O N U Ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen değişik nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440/III maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 27.11.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi