12. Ceza Dairesi 2017/3504 E. , 2019/8716 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
3- ... 4- ...
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması
Hüküm : 1- 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan tüm sanıklar hakkında; 2863 sayılı Kanunun 74/2, 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2- Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçundan tüm sanıklar hakkında; 5237 sayılı TCK"nın 174/3, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık ve tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçlarından sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 84. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 6. maddenin (1) numaralı bendinde, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte sulh ceza mahkemeleri kaldırılmıştır” ve (3) numaralı bendinde, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, sulh ceza mahkemelerinde görülmekte olan dava dosyaları bir ay içinde yetkili asliye ceza mahkemelerine devredilir” hükümleri yer almakta ise de; 03/02/2009 tarihli iddianame ile sanıklar hakkında, korunması gerekli taşınır kültür varlığı niteliğini haiz kayayı patlatmak için kaya üzerine üç adet delik açıp, içerisine sodyum klorat ile şeker koydukları ve patlatma fiilini gerçekleştiremeden kolluk kuvvetlerince yakalanmalarından dolayı eylemlerini tamamlayamadıkları iddiasıyla dava açıldığı, belirtilen şekilde açıklanan eylem, 2863 sayılı Kanunun 74/1-1. cümlesi kapsamında kaldığından, anılan maddede öngörülen ceza miktarı dikkate alındığında, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun suç ve karar tarihleri itibariyle yürürlükte olan 10, 11 ve 12. maddeleri uyarınca davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ceza Mahkemesi olduğu gözetilmeksizin, yargılamaya devamla davanın sonuçlandırılması,
Kabule göre de;
1- Sanıkların, dosya kapsamında mevcut 08/05/2012 tarihli bilirkişi raporuna göre korunması gerekli taşınır kültür varlığı niteliğini haiz kayayı, içinde altın bulunduğu düşüncesiyle patlatmak üzere, üç farklı yerinden 30, 30 ve 32 cm derinliklerinde delip, yine dosya içerisindeki 29/01/2009 tarihli ekspertiz raporunda “önemsiz tür ve miktarda” olduğu belirtilen sodyum klorat ve şeker karışımı el yapısı patlayıcı madde ile doldurarak, kablolarla bağladıkları jeneratörü kullanmak suretiyle patlatacakları sırada kolluk kuvvetlerince yakalanmaları karşısında, 2863 sayılı Kanunun 74/1-1. cümlesi ve 5237 sayılı TCK"nın 35/2. maddesi uyarınca mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, hatalı nitelendirme ile “izinsiz define araştırma” suçundan hüküm tesisi,
2- 5237 sayılı TCK"nın 174/3. maddesinde bir yıla kadar hapis cezası yaptırımının öngörüldüğü, aynı Kanunun 49/1. maddesine göre de, süreli hapis cezasının, kanunda aksi belirtilmeyen hallerde bir aydan az olamayacağı anlaşılmakla; tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçundan sanıklar hakkında ceza tayin edilirken bir ay olan asgari hadden uzaklaşıldığı halde, “takdiren alt sınırdan” ibaresi kullanılmak suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,
3- 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlığı niteliğini haiz suça konu kayanın, aynı kanunun 75. maddesi uyarınca müzeye teslimine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi kanuna aykırı,
4- Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıkların kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 12/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.