14. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/575 Karar No: 2017/5454 Karar Tarihi: 22.06.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/575 Esas 2017/5454 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davanın konusu terekeye temsilci atanmasıdır. Davacı vekili, davalıların terekeye temsilci atanması için Borçlar Kanunu'nun ilgili maddesi gereğince atanacak kişinin belirlenmesini talep etmiştir. Mahkeme, davayı kabul ederek, temsilci atanması için davalılardan Burcu'nun atanmasına karar verdi. Ancak, davalılar vekili hükmü temyiz etti. Davacı vekili, davadan feragat ettiğini bildiren bir dilekçe sundu. Feragatin kabul edilmesinin, hükmün bozulmasını gerektirdiği ve mahkemenin bir karar vermesi gerektiği belirtilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun feragat ve kabulün şekli başlıklı 309. maddesi uyarınca, feragat ve kabulün kayıtsız ve şartsız olarak yapılması gerektiği belirtilmiştir. Feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği ve karşı tarafın muvafakatine bağlı olmadığı belirtilmiştir. Sonuç olarak, temyiz itirazlarının kabul edilmesiyle hüküm bozulmuştur ve bozma nedenine göre diğer hususlara şimdilik bakılmamasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyledir: Borçlar Kanunu'nun ilgili maddesi (belirtilmemiş), Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307., 308. ve 309. maddeleri.
14. Hukuk Dairesi 2017/575 E. , 2017/5454 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.09.2014 gününde verilen dilekçe ile terekeye temsilci atanması talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.09.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekeye temsilci atanmasına ilişkindir. Davalı, taraflar arasında yarar çatışması olmadığını, terekeye temsilci olarak davalı ... Burcu"nun atanmasını istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. Davacı vekili, hükmün verilmesinden ve kararı temyizinden sonra 14.06.2017 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.12.2012 tarihli, 2012/13-1369 Esas, 2012/1221 Karar sayılı kararının gerekçesinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; kural olarak davadan feragatin temyiz isteğinden vazgeçme yanında daha geniş kapsamlı olduğu aşikârdır. Zira birincide temyiz dilekçesinin reddine karar verilmekle yetinilecek, diğerinde ise feragatin hukuki niteliği gereği bu konuda karar verilmek üzere mahkeme kararı bozulacaktır. Aynı zamanda verilen bu iki dilekçenin birbirinin devamı niteliğinde olduğu ve davadan feragatin bir yerde temyizden feragat isteğini de içereceği düşünülerek davadan feragat isteği esas alınarak çözüme ulaşılması gerektiği görüşü benimsenmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir. Aynı yasanın 308. maddesi gereğince de kabul, davacının talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur. 6100 sayılı HMK"nın "Feragat ve kabulün şekli" başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Bu nedenle mahkemece verilen kararın davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekir. Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. (11.04.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 27.05.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı) SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara aidesine, 22.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.