11. Hukuk Dairesi 2017/118 E. , 2017/383 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/06/2015 tarih ve 2014/1171-2015/347 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 06.12.2016 günü hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. ... ile asıl ve birleşen davada davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, taraflar arasında sistem bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarının yapıldığını, TEİAŞ tesislerinde kullanıcının bağlı olduğu fidere 00:00-24:00 saatleri arasında üç veya daha fazla arıza intikal ederek kesicinin açmasının bir ihlal hali olarak düzenlendiğini, bu maddenin ihlali durumunda TEİAŞ"ın yaptırım uygulayacağının ifade edildiğini, davalının TEİAŞ tesislerinde müvekkilinin bağlı olduğu fiderlere 00:00-24:00 saatleri arasında üç veya daha fazla arıza intikal ederek kesicinin açıldığını iddia ederek bu kapsamda davacı şirkete asıl davaya konu 31/01/2011 tarihli 14.820,73-TL bedelli ceza faturası ile birleşen davaya konu 29/07/2011 tarihli 126.707,99-TL bedelli ceza faturası gönderdiğini, davacının faturaları ödemek zorunda kaldığını, Bağlantı Anlaşmasının 16. maddesi ve Sistem Kullanım Anlaşması"nın "Cezai Şartlar" başlıklı 10/1. fıkrasında; "Kullanıcının ilgili mevzuat, taraflar arasında imzalanan bağlantı anlaşması ve bu anlaşma hükümlerinin herhangi birini ihlal etmesi, söz konusu ihlali TEİAŞ"ın uyarısına rağmen, uyarıda belirlenen süre içerisinde sona erdirmemesi durumunda TEİAŞ aşağıda belirtilen cezai şartları uygulayacaktır." hükmünün yer aldığını, davalı kurumun uyarı yükümlülüğünü yerine getirmediğini, süre de tanımadığını ileri sürerek; dava konusu faturalara dayalı olarak ödenen ceza bedellerinin davalı kuruma ödendiği tarihlerden itibaren işleyecek avans faizleri ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, sistem kullanım anlaşmasının cezai şart maddesinde düzenlenen uyarı yükümlülüğünün tüm ihlalleri kapsamadığını, bu durumun yeni düzenlenen sistem kullanım anlaşmalarında açıklığa kavuşturulduğunu ve ihtar yükümlülüğünün ortadan kaldırıldığını, yapılan işlemlerin mevzuta uygun olduğunu, asıl davaya konu faturanın ihtirazi kayıt konulmaksızın ödendiğini, davalara konu faturalardan önceki aylarda kesilmiş olan ceza faturalarının gönderilmiş olmasının uyarı yerine geçeceğini savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı şirketin 4628 Sayılı Kanun kapsamında dağıtım lisansına sahip olduğu, lisans kapsamında davacı şirketin davalı şirkete ait iletim sistemini kullandığı, davalı şirketçe Ocak 2011 ve Temmuz 2011 dönemlerine ait cezai şart faturalarının kesildiği, faturaların kesildiği Ocak 2011 ve Temmuz 2011 dönemleri itibariyle taraflar arasında imzalanmış 08/11/2010 tarihli Sistem Kullanım Anlaşması ve 13/07/2010 tarihli Bağlantı Anlaşması bulunduğu, Sistem Kullanım Anlaşması"nın 10.1. maddesi ve Bağlantı Anlaşmasının 16. maddesinde; cezai şartın hangi şartlarda uygulanacağının düzenlendiği, sözleşmede kullanıcıların ilgili mevzuat, sistem kullanım anlaşması ya da bağlantı anlaşması hükümlerinden herhangi birini ihlal etmesi halinde, söz konusu ihlali TEİAŞ"ın uyarısına rağmen uyarıda belirtilen süre içinde sona erdirmemesi durumunda, TEİAŞ"ın cezai şart uygulayabileceğibelirtilmiş olmasına rağmen; davalı tarafça; fatura düzenlenmesinden önce bir ihlal mevcut ise sözleşme gereği davacıyı uyardığına dair ve ihlalin giderilmesi yönünde süre verildiğine ilişkin bir delil sunulmadığı gerekçesiyle; asıl ve birleşen davaların kabulüne; asıl davada, 14.820,73 TL"nin ödeme tarihi olan 09/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline; birleşen davada, 126.707,99 TL"nin ödeme tarihi olan 19/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davalıdan alınıp asıl ve birleşen davada davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 7.223,13 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davalıdan alınmasına, 19/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.