22. Hukuk Dairesi 2015/34664 E. , 2018/14909 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili, davalının üstlendiği okul inşaatının kalıp ve demir işçiliğinin yapımı konusunda davalı ile davacılar arasında sözlü anlaşma yapıldığını, bu anlaşmaya göre inşaat ustası olan davacıların kendilerine ait iki kamyon kalıp malzemesi ve kendi temin ettikleri işçiler ile birlikte işi ifa ettiklerini, ancak alacaklarının ödenmediğini ve malzemelerine el konulduğunu ileri sürerek, işçilik bedeli, malzeme bedeli alacakları ile birlikte mahrum kalınan kazanç bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı yasal süresi içerisinde davalı vekili temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca, 4857 sayılı Kanun"a göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş sözleşmesinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.
Somut olayda, davacılar davalının ihale ile üstlendiği üç ayrı okul inşaatının demir ve kalıp işini kendi malzemeleri ve işçileri ile yerine getirmek üzere anlaştıklarını, davalının sözlü anlaşma gereği ödemesi gereken işçilik bedelini ödemediği gibi, malzemelere de el koyduğunu, davalının kendileri ile ilgili olarak Sosyal Güvenlik Kurumu’na işe giriş bildirgesi sunması ve kayıtlarda sigortalı olarak görünmeleri sebebiyle iş mahkemesinde dava açtıklarını bildirerek, bir kısım alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller, dinlenen tanık anlatımları, keşif ve bilirkişi raporlarına göre taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesi olarak nitelenmesi isabetli ise de, taraflar arasında iş sözleşmesi bulunmadığının anlaşılmasına göre davanın “iş mahkemesi sıfatıyla” görülmesi yerinde değildir.
Dosya içeriğine göre, taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığı gibi uyuşmazlık iş sözleşmesinden de kaynaklanmamaktadır. Bu durumda, mahkemenin de ifade ettiği gibi eser sözleşmesinden doğan uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkeme genel mahkemeler görevli olup, bulunulan yerde, birden fazla asliye hukuk mahkemesi var ise görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde asliye hukuk mahkemesi sıfatı ile yargılamaya devam edilerek sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde iş mahkemesi sıfatı ile karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.