3. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/9939 Karar No: 2018/10517 Karar Tarihi: 24.10.2018
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/9939 Esas 2018/10517 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2017/9939 E. , 2018/10517 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, yapılan kontrollerde davalının 24.03.2008 ve 10.09.2008 tarihinde kaçak su kullandığının tespit edildiği, bu nedenle kaçak su kullanmaktan ve 1405606-3 nolu sözleşmeden doğan borcunu ödemediğinden toplam 1734,04 TL" nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, davacı ..."nin davacının abonelik sözleşmesini devam ettirip ve sözleşmeye dayanarak davalının tüketmiş olduğu su bedelinin tahsili için yasal yollara başvurması gerekirken tamamen kendi kusuru ile ve yukarıda belirtilen hukuki duruma aykırı olarak tahsilatı hızlandırma bahanesi ile abonelik sözleşmesini feshedip, sayacı söküp, suyu da kapatarak davalının kaçak su kullanmasına ve bu şekilde de zararın doğmasına kendisinin sebep olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, kaçak su kullanımından kaynaklı alacak talebine ilişkindir. İSKİ Tarifler Yönetmeliği"nin 36.maddesinde kaçak ve usulsüz su kullanılmasına ilişkin hükümlerin yer aldığı yine 36.maddenin içerisinde yer alan geçici maddede; kaçak su bağlantısı yaparak ruhsatlı ve imar mevzuatına uygun yapılarda su kullananların abone olmalarını sağlamak için tek taraflı ve resen abone yapılabileceği düzenlenmiştir. Aynı Yönetmeliğin 51.maddesinde, borcunu ödemeyen abonelerin sularının kapanacağı, su kapanmasına rağmen borcun ödenmemesi durumunda ise sözleşmenin feshedileceğinin belirtildiği görülmüştür.Somut olayımızda, davalının 18.07.1991 tarihli abone olduğu, tüketmiş olduğu su bedellerinin ödenmemesi nedeni ile sözleşmenin feshedildiği, 24.03.2008 ve 10.09.2008 tarihli kaçak tutanakları ile davalının davacı ile sözleşme yapmaksızın davacı şirkete kayıtlı olmayan sayaç üzerinden kaçak su kullandığının tespit edildiği, davacı ... tarafından ödenmeyen su bedelleri ile kaçak kullanılan su tüketim bedellerinin davalıdan talep edildiği anlaşılmıştır.Kaçak su tutanağın aksinin iddia edilmesi halinde bundan kendisine hak bahşeden kişinin aksini ispat etmesi gerekir. Olayda, tutanağın aksi davalı tarafından ispat edilmemiştir. Bu durumda, kaçak kullanımın gerçekleştiği dönem itibari ile yürürlükte bulunan tarife hükümlerine göre kaçak su bedelinin ve sözleşmeden doğan kullanım bedellerinin, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle hesaplanması gerektiği açıktır. Mahkemece yerinde olmayan nedenlere dayanılarak verilen ret kararı isabetli bulunmamıştır. Mahkemece yapılacak iş, ispat yükünün davalıda olduğu kabul edilerek deliller değerlendirilip varılacak sonuca göre hüküm oluşturmaktan ibarettir, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK" un 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.