14. Hukuk Dairesi 2015/4292 E. , 2017/5443 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 10.10.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davacı, 3064 parsel sayılı taşınmazı yasasına genel yola çıkış için davalıya ait 3063 parselden en az 4 metre genişliğinde geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, davacının 3064 parsel sayılı taşınmazı lehine, davalının 3063 parselinde krokide M harfi ile gösterilen sarı, kırmızı, yeşil boyalı bölümden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. Maddesi gereğinde geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Somut olaya gelince; mahkemece yerinde yapılan keşif sonucu birlirkişilerin düzenlediği kroki ve raporlara göre, geçit yeri için 3063, 3061 ve 3065 parsellerden olmak üzere üç alternatif belirlenerek, raporda 1. Alternatif olarak gösterilen 3063 parseldeki M harfli sarı, kırmızı, ve yeşil boyalı yerden davacının 3064 parsel sayılı taşınmazı yararına geçit hakkı kurulmuştur.
Davacı taşınmazın genel yol ile bağlantısının bulunmadığı ve geçit gereksiminin olduğu açıktır. Geçit hakkı tesisi davaların da davacının subjektif arzulasına göre değil, objektif esasına uygun araştırma yapılması, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesinin gözetilmesi gerekir. Bir tarafın geçit ihtiyacı karşılanırken diğer tarafın mülkiyet hakkı zararlandırılmamalıdır. Bu nedenledir ki, geçit tesisi davalarında tarafların dava konusu üzerindeki tasarruf yetkileri kısıtlıdır.
Bilirkişi raporunda, davacı parselinin genel yola çıkışı için en kısa, en ucuz, en uygun ve en az zarar görecek seçeneğin komşı 3061 parselde R harfi ile gösterilen turuncu boyalı yer olduğu görülmektedir. Davalıya ait parselin daha küçük olduğu ve kurulan geçit yerinin davacı parseline daha kolay geçebilme hesabı ile ve davalı parselinin ekononik bütünlüğünü bozacak ve ekonomik değerini düşünecek şekilde kurulması fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesine aykırılık oluşturmaktadır.
Krokide gösterildiği gibi geçit yeri olarak belirlenen her alternatifin davacının sübjektif isteklerine göre evinin yada parselinin boş ve uygun bölümüne kadar uzanması ve bu şekilde kurulması gerekmemektedir. 3061 parselde R harfi ile gösterilen turuncu boyalı yerin, ayrıca 3065 parselde gösterilen siyah boyalı S harfli bölüm ile davacı parselinin ortasında kadar bağlantı sağlanmaya çalışılmasına gerek bulunmamaktadır. Davacı parselinden doğrudan 3061 parseldeki R harfli kısma çıkılmak suretiyle bu alternatifin değerlendirilmesi gerekir.
Bu durumda 3061 sayılı parselin tapu kaydı getirtilip, ayrıca usulüne uygun harcı da verilmek suretiyle bu parsel hakkında da davacı tarafından dava açıldıktan sonra geçidin daha büyük ve uygun görünen 3061 parselden kurulması alternatif değerlendirilmek suretiyle oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının 3061 parselden herhangi bir talebinin söz konusu olmadığı da yazılmak suretiyle davalı parselindeki seçenekten geçit kurulması doğru görülmemiş, bu yönler gözetilmeden verilen kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
21.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.