Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/2938 Esas 2017/1865 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2938
Karar No: 2017/1865
Karar Tarihi: 15.03.2017

Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/2938 Esas 2017/1865 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, sanığın iki adet sahte abonelik sözleşmesi ile GSM hattı çıkartmak suçundan mahkumiyetine karar verdi. Sanığın savunmasına karşı gerçeğin belirlenmesi için tanık ifadelerinin alınması, suç tarihinden önceki resmi kurumlardan temin edilecek belgelerin getirtilmesi ve bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği belirtildi. Sanığın eylemi, Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesi ile değiştirilen 5809 sayılı Kanun'un 63. maddesindeki hükümlere aykırı olduğu ve özel hüküm niteliğinde bulunduğu kabul edildi. Sanığın eylemi zincirleme suç oluşturmaktan değil, tek bir özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerektiği belirtildi. Sanığın cezası ertelenmedi ve Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararına uygun şekilde yoksunluğun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiği belirtildi.
Kanun maddeleri:
- 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. ve 63. maddeleri
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43. ve 53. maddelerinin 1. fıkrasının (c) bendi
11. Ceza Dairesi         2015/2938 E.  ,  2017/1865 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Özel belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-Katılan adına iki adet sahte abonelik sözleşmesi ile GSM hattı çıkartıldığının iddia edildiği olayda, sanığın aktivasyon işlemleri yaptığı ancak hat sözleşmesini yapanın çalışanı olan... olduğunu savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından,..."ın tanık sıfatıyla celp edilerek beyanlarının alınması, suç tarihinden önceki resmi kurumlardan temin edilecek yazı örneklerini havi belge asılları getirtilip, huzurda alınan yazı örnekleri ile birlikte suça konu abonelik sözleşmelerindeki yazı ve imzaların aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi, sübutu halinde eylemin, hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 56. maddesindeki suçu oluşturacağı da gözetilerek, özel hüküm niteliğinde bulunup lehe olan ve önödeme önerisi gerektiren sanığın eyleminin yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
    Kabule göre de;
    2-Aynı kimlik bilgileri kullanılarak, 2 adet sahte hat düzenlendiğinin iddia ve kabul olunması karşısında, 5237 sayılı TCK"nun 43. maddesine göre "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle, dosyada bulunan sözleşmelerin aynı tarihli olduğu anlaşılmakla, belge sayısı temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınarak tek bir özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi, yasaya aykırı,
    3- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş; sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.











    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.