2. Ceza Dairesi Esas No: 2017/2129 Karar No: 2017/4198 Karar Tarihi: 12.04.2017
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2017/2129 Esas 2017/4198 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Suça sürüklenen çocuk, kaybolmuş veya hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde tasarrufta bulunmak suçundan 500 TL para cezasına çarptırılmıştır. Ancak mağdur vekilinin şikayetinden vazgeçtiği belirtilmiş ve bu durumda suça sürüklenen çocuğun beyanı saptanarak vazgeçmenin kabul edilmemesi halinde davaya devam edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca kaybolmuş eşya, mal sahibinin nerede olduğunu bilmediği, egemenlik alanı dışında bulunan mal olarak tanımlanmış ve malın bulunduğu yerden alan kişinin hırsızlık suçu işlediği belirtilmiştir. Kararda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 160/1, 31/2, 62 ve 52/2. maddeleri de yer almaktadır.
2. Ceza Dairesi 2017/2129 E. , 2017/4198 K.
"İçtihat Metni"
Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde tasarrufta bulunmak suçundan suça sürüklenen çocuk ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 160/1, 31/2, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 500,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair İSTANBUL Anadolu 2. Çocuk Mahkemesinin 21/10/2016 tarihli ve 2016/57 esas, 2016/555 sayılı karar aleyhine ... Bakanlığınca verilen 14.02.2017 gün ve 348/2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/02/2017 gün ve 2017/10678 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu. Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde tasarrufta bulunmak suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğu ve mağdur vekilinin 20/10/2016 tarihli dilekçesi ile suça sürüklenen çocuk hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği, 5237 sayılı Kanun"un 73/6. maddesi gereğince şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği hususunda suça sürüklenen çocuğun beyanı saptanarak sonucuna göre vazgeçmenin kabul edilmemesi halinde davaya devam edilip, suçun sübutu kabul edilirse düşme, kabul edilmezse beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Kaybedilmiş eşya, mal sahibinin nerede olduğunu bilmediği, egemenlik alanı dışında bulunan mal demektir. Sahibinin kaybettiği eşyayı bulan kişinin, Türk Medeni Kanunu"nun 769. maddesinde belirtilen yükümlülükleri (Kaybedilmiş bir şeyi bulan kimse, malın sahibine, sahibini bilmiyorsa kolluk kuvvetlerine, köylerde muhtara bildirmek veya araştırma yapmak ve gerektiğinde ilân etmek zorundadır.) yerine getirmeden mal üzerinde malik gibi tasarrufta bulunan kişi, 5237 sayılı TCK"nın 160. maddesinde belirtilen suçu işlemiş olur. Malın malikinin tasarruf alanı dışına çıkmadığı, hakîmiyet alanı içerisinde olduğu hallerde malik, o malın nerede olduğunu bilmese bile kaybolmuş eşyadan söz edilmez. Bu durumda malı bulunduğu yerden alan kişi hırsızlık suçunu işlemiş olur. Somut olayda, suça sürüklenen çocuk her ne kadar yol üstündeki halı sahanın yanından geçerken çimenlerin üstünde gördüğü telefonu aldığını savunmuş ise de, oluşa ve dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuğun, mağdurun cep telefonunu halı sahada top oynarken kale direğinin dibine bıraktığı çantasının içinden aldığı, kaldı ki savunmada belirtildiği gibi çimenlerin üzerinde iken alınmış olması halinde dahi kaybolmuş eşyadan söz edilemeyeceğinin anlaşılması karşısında; eylemin TCK’nın 141/1. maddesi kapsamında hırsızlık suçunu oluşturduğu hususu da belirlenmiş olup, bu yönden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın ... Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 12.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.