21. Hukuk Dairesi 2016/2033 E. , 2016/3751 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, yetim aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptaline, ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsiline, yeniden maaş bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava; davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile aylığının tekrar bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96"ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Davacının boşanmasının muvazaalı olup olmamasının da ölüm aylığı bağlanmasında ve kesilmesinde bir önemi yoktur. Kanunun ölüm aylığı bağlanması ve kesilmemesi için aradığı şart davacı ile boşandığı fiilen eşinin birlikte yaşamamasıdır. Birlikte yaşama varsa aylık bağlanmaz, bağlanan aylık da birlikte yaşamanın gerçekleştiği tarihten itibaren kesilir ve birlikte yaşamadan itibaren yersiz ödenen aylıklar geri istenir.
Somut olayda; Mahkemece, tarih, K. sayılı Karar ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı vekili tarafından süresinde temyizi üzerine Dairemiz tarafından, tarih, K. sayılı Karar ile; eksik inceleme ile karar verildiği belirtilerek yapılacak iş gösterilmek suretiyle hükmün bozulduğu, Mahkemece bozmaya uyulduğu ve tarih, E. - K. sayılı Karar ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı vekili tarafından süresinde temyizi üzerine Dairemiz tarafından, tarih, – E. - K. sayılı Karar ile; uyulmasına karar verilen bozma kararının gereklerinin yerine getirilmediği belirtilerek hükmün bozulduğu, kontrol memurlarının tuttuğu tutanağın dayanağının davacının oturduğu apartmanda oturan iki sakin ile kapıcının beyanı olduğu, 13.04.2015 tarihli kolluk tutanağında; davacının yapılan tahkikatta adresinde 26.04.2004 - 18.03.2010 tarihleri arasında eski eşi ile birlikte ikamet ettiği, adresten ayrılana kadar eşi ile birlikte kaldığı, ’in evli iken eski eşi ile yaşadığı problemlerden dolayı arada bir kısa kısa evden ayrıldığı, belirtilen adreste birlikte yaşadıklarının çevreden ve muhtarlıktan yapılan tahkikatta tespit edildiğinin” belirtildiği, apartman karar defterinde ihtilaflı dönemde davacının ikameti olan 9 no’lu dairede oturan olarak isimlerinin olduğu, 15.05.2010 tarihli kararlarda isminin olduğu, buna göre davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Buna göre; davacı ile boşandığı eşinin tespit tarihi olan 25.05.2010 tarihinde birlikte yaşadıkların sabit olması karşısında, davacının ölüm aylığını 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ve aylıkların kesildiği tarihten itibaren ödenmeye devam edilmesine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; Kurum işleminin yerinde olduğunu kabul ederek, davanın reddine karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.