Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/19465 Esas 2017/986 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/19465
Karar No: 2017/986
Karar Tarihi: 01.03.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/19465 Esas 2017/986 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı, miras kalan taşınmazın tapusunun kendisine ait olduğunu belirterek, dava konusu taşınmazın hile yoluyla alındığı iddiasının doğru olmadığını savunmuştur. Mahkeme, muris muvazaasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davacı hile hukuksal nedenine dayandığı için kararın yanılgılı olduğu ve tapu iptali ve tescil isteği üzerinde hukuki inceleme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Hile her türlü delille ispat edilebildiği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. 6100 sayılı HMK'nun 33. (1086 sayılı HUMK'nun 76.) maddesi uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak hakime aittir.
1. Hukuk Dairesi         2014/19465 E.  ,  2017/986 K.

    "İçtihat Metni"


    Taraflar arasında görülen tapu iptal tescil davasının mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    -KARAR-

    Dava, tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar; davacı ... ile davalı ..."in 2002 yılında evlendiklerini, evliliklerinden 7 yıl kadar sonra taraflar arasında anlaşmazlık çıktığı için davalı ..."in,boşanma davası açtığını, muris ..."ın gelininin tekrar oğlu ile bir araya gelmelerini istemesi üzerine, davalı ..."in boşanmadan vazgeçmek için murise ait evi güvence olarak istediğini, murisin buna rıza gösterdiğini, ..."ın babası ..."ın talebi üzerine daha önceden almış olduğu vekaletname ile murise ait taşınmazı davalı ..."e temlik ettiğini, ancak e bir araya geldikten kısa bir süre sonra anlaşamadıklarından bahisle tekrar boşanma davası açtığını, davalının, hasta ve felçli olan ..."ı, oğlu ile geçineceğini, açtığı boşanma davasından vazgeçeceğini, torununu ve kendisini görmek istiyorsa evin tapusunu kendisine vermesi gerektiğini söyleyerek, hile ile kandırdığını ileri sürerek, 7258 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile ... mirasçıları adına payları oranında tescilini istemişlerdir.
    Davalı; tapu kaydının resmi belge niteliğinde olup, aksinin yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazın hile yoluyla alındığı iddiasının doğru olmadığını beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, muris muvazaasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki; 6100 sayılı HMK"nun 33. (1086 sayılı HUMK"nun 76.) maddesi hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak hakime aittir. Eldeki davada iddianın ileri sürülüş biçimi dava dilekçesinin içeriği ve dosyadaki mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının hile hukuksal nedenine dayandığı anlaşılmaktadır. Ancak, mahkemece hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek muris muvazaası hukuksal nedenine ilişkin inceleme yapıldığı, hile hukuksal nedenine ilişkin inceleme yapılmadan sonuca gidildiği açıktır.

    ./..



    Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    O hâlde, mahkemece hile hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteği yönünden yukarıda değinilen ilkeler uyarınca yöntemine uygun şekilde araştırma ve inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.