21. Hukuk Dairesi 2016/1973 E. , 2016/3744 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin zamanaşımına uğraması ve şirket ortağı olmaması nedeniyle iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
...Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere ve temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalının temyiz itirazlarının reddine,
...Davacının temyiz itirazlarının kabulüne,
Dava; ... Ltd.’nin prim borçları nedeniyle, davacının gayrimenkulleri üzerine haciz konulduğundan, ödeme emri tebliğ edilmeden konulan haczin kaldırılması, şirket ortağı olmaması ve prim borcunun zamanaşımına uğraması nedeniyle davacının borcu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Birleşen dava; ......Ltd.’nin prim borçları nedeniyle gönderilen ........2012 tarih, 20598203 sayılı ödeme emrinin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece asıl davada, menfi tespit davasının reddine, emri tebliğ edilmeden konulan 04.04.2008 tarihli haczin kaldırılmasına, birleşen davanın reddine, takip konusu alacağın % ... fazlasıyla davacıdan tahsili ile davalı kuruma ödenmesine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, dava konusu borcun zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, buna bağlı olarak davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptalinin gerekip gerekmediği ve bu ödeme emrine dayalı haczin kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkindir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanun"un 80. maddesinde 3917 sayılı Kanun"la yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gereği öngörülmüş; 3917 sayılı Kanun"la yapılan bu değişiklik aynı Kanun"un 8. maddesi hükmüne göre 08.....1993 tarihinde yürürlüğe girmiş; daha sonra, ....06.2004 tarih ve 5198 sayılı Kanun"la aynı maddede yapılan değişiklik sonucunda Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun"un 102. maddesinin de uygulanma olanağı bulunmadığı düzenlemesi getirilmiş ve düzenleme 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu durumda, zamanaşımı süresi bakımından 3917 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 08.....1993 tarihinden önceki dönemle, 5198 sayılı Kanun"un yürürlüğü sonrasına ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden ...’nun alacak hakkı, Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde öngörülen ... yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Giderek, zamanaşımının başlangıç tarihi ise yine Borçlar Kanunu’nun 128. maddesi gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir ve zamanaşımının kesilmesi ve durdurulmasına ilişkin Borçlar Kanunu’nun 132. ve ardından gelen maddeleri de burada aynen geçerlidir. 08.....1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanun"un getirdiği düzenlemenin geçerli olduğu döneme ilişkin prim ve gecikme zammı alacakları yönünden ise, 6183 sayılı Kanun"un zamanaşımına ilişkin 102. ve ardından gelen maddeleri geçerlidir. Bu yönde 102. madde hükmüne göre zamanaşımı süresi 5 yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı ise alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yılbaşıdır.
6183 sayılı Kanun"un 103. maddesinde ise zamanaşımını kesen haller sayılmış olup kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımı yeniden işlemeye başlayacağı belirtilmiştir.
Öte yandan, süresinde ödenmeyen prim ve diğer Kurum alacaklarının bizzat Kurumca cebren takip ve tahsil edilebileceği 506 sayılı Kanun"un açık hükmü gereğidir. Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Kanun"da gösterilmiştir. 506 sayılı Kanun"un 80/7. maddesinde Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun"un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesinin yetkili olduğu, 6183 sayılı Kanun"un 58/1. maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın ödeme emrine karşı tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlemine bakan vergi itiraz komisyonu (İş Mahkemesi) nezdinde itiraz edebileceği belirtilmiştir. Bu 7 günlük itiraz süresi hak düşürücü süre olup süreyi geçiren borçlunun artık menfi tespit, istirdat gibi aynı konuda hiçbir mahkemede dava açması mümkün değildir. Çünkü 6183 sayılı Kanun"da İİK."nun 72. Maddesine koşut bir hüküm yer almamaktadır. 6183 sayılı Kanun İİK."na nazaran özel bir yasa olup uygulama önceliğine sahiptir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun ....04.2001 gün ve 2002/...-201-297, ....03.2004 gün ve 2004/...-164-170 sayılı kararları).
Kurum alacaklarında tahsil zamanaşımı borcun doğduğu tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre belirlenir. 08.....1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanunun getirdiği düzenlemenin geçerli olduğu dava konusu döneme ilişkin prim vs. alacakları için tahsil zamanaşımı süresi 5 yıl olup zamanaşımı süresinin başlangıcı ise alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yılbaşıdır. Ödeme emrinin tebliği veya Kanunda sayılan diğer nedenlerle tahsil zamanaşımı kesildikten sonra takip eden yılbaşından itibaren yeniden işlemeye başlar. Yeniden işlemeye başlayan 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş ise davacıların bu borçlardan sorumlu olmadığının kabulü gerekir.
Somut olayda; davacının ....02.2001 tarihinde ortağı olmadığı .... Ltd. Şti.’ye dışarıdan müdür olarak atandığı, ....03.2002 tarihinde de müdürlükten azledildiği, bu şirketin 2001/5 ila 2002/3. dönemleri arasındaki prim borçlarından dolayı davacı adına düzenlenen 2003/2680 ve 2004/158 sayılı ödeme emirlerinin, asıl dava tarihi olan ........2012 tarihinden sonra, ........2012 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, ödeme emirleri tebliğ edilmeden buna bağlı olarak kesinleşmeden Kurumun 04.2008 tarihli yazısı ile, davacının da aralarında bulunduğu toplam 4 kişinin gayrimenkulleri üzerine haciz konulmasının talep edildiği, davanın süresinde açıldığı, dava konusu borcun 3917 sayılı Kanun ile değişik 6183 sayılı Kanun"un 102. vd maddeleri uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih olan ........2012 tarihinde 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır.
Buna rağmen Mahkemece yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle davanın kabulü ile, dava konusu ödeme emirlerinin iptaline ve haczin kaldırılmasına karar verilmesinden ibarettir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine
08.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.