10. Ceza Dairesi 2018/1339 E. , 2018/3817 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı"nın, 29/03/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, kamu davasının durmasına dair Salihli 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/09/2017 tarihli ve 2017/207 esas, 2017/282 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 03/04/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla ...:
1- Şüpheli ... hakkında, 15/03/2015 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 28/04/2015 tarihinde TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,
Ancak, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı aşamasında yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiği gerekçesi ile 14/10/2015 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, bu davanın halen Salihli 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/306 esas sayılı dosyasında derdest olduğu,
2- Aynı şüpheli hakkında 09/01/2015 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı da Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 06/11/2015 tarihinde TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,
Şüphelinin adresi itibari ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazını yapan İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün 09/12/2016 tarihli ve 2015/17777 DS sayılı yazısı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının tamamlandığının Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı"na bildirildiği,
3- Ancak, bu 09/01/2015 tarihli suç yönünden Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 03/03/2017 tarihinde iddianame düzenlenerek, esasen farklı dosyalarda soruşturma konusu yapılan 15/03/2015 ve 09/01/2015 tarihli her iki suçun da, şüpheli hakkında verilen 28/04/2015 tarihli ilk kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından önce işlenmiş olduğundan, her iki suça ilişkin dosyaların savcılık aşamasında birleştirilmesi gerekirken sehven her iki suç için ayrı ayrı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğu belirtilip 15/03/2015 tarihli suça ilişkin olan 2015/306 esas sayılı dosya ile birleştirme talepli olarak kamu davası açıldığı,
4- 09/01/2015 tarihli suça ilişkin açılan bu davanın Salihli 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2017/56 esas sayılı dosyasına kaydedilerek 15/03/2017 tarihli ve 2017/56 esas, 2017/141 sayılı kararla aynı Mahkemenin 2015/306 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verildiği,
5- Ancak daha sonra bu kez de, 13/09/2017 tarihli ara kararla, 09/01/2015 tarihli suç yönünden tefrik kararı verilerek bu suça ilişkin davanın aynı Mahkemenin 2017/207 esasına kaydedildiği ve “bu suça ilişkin kamu davası ertelenmesi kararının şüpheliye tebliğ edilmediği, denetim süresinin de başlamadığı, bu nedenle tedavi tedbirinin ihlalinin söz konusu olmayacağı, bu hususun kovuşturma şartlarından olduğu” gerekçeleri ile Salihli 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 13/09/2017 tarihli ve 2017/207 esas, 2017/282 sayılı kararıyla tensiben durma kararı verildiği, kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, şüpheli ... hakkında 15/03/2015 tarihinde işlemiş olduğu kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 28/04/2015 tarihli ve 2015/1533 soruşturma, 2015/36 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/3. maddesi uyarınca 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, şüphelinin denetimli serbestlik tedbiri kararına uymadığından bahisle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 14/10/2015 tarihli ve 2015/6173 soruşturma, 2015/1934 sayılı kamu davasının açıldığı, Salihli 1. Asliye Ceza Mahkemesince 2015/306 esasına kayden yargılamaya başlandığı, şüpheli hakkında 09/01/2015 tarihinde de kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçunu işlediği gerekçesiyle, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 03/03/2017 tarihli ve 2017/1484 soruşturma, 2017/369 sayılı yeni bir kamu davasının açıldığı, Salihli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/03/2017 tarihli ve 2017/56 esas, 2017/141 sayılı kararıyla fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan bahisle, anılan Mahkemesinin 2015/306 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilerek yargılamaya başlandığı, ancak 2015/306 esasına kayden yargılama devam ederken anılan Mahkemesin 13/09/2017 tarihli kararıyla, ikinci suça ilişkin kamu davası ertelenmesi kararının tebliğ edilmediği, denetim süresinin de başlamadığı, bu nedenle tedavi tedbirinin ihlalinin söz konusu olmayacağıi bu hususun kovuşturma şartlarından olduğundan bahisle ikinci suça ilişkin tefrik kararı verilerek, yine adı geçen Mahkemenin 2017/207 esasına kaydedildiği ve Salihli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/09/2017 tarihli ve 2017/207 esas, 2017/282 sayılı kararıyla yukarıda bahsi geçen gerekçelerle durma kararı verilmiş ise de;
Salihli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/306 esas sayılı dosyada suç tarihinin 15/03/2015, iddianame düzenleme tarihinin ise 14/10/2015 olduğu, anılan Mahkemenin 2017/207 esas sayılı dosyasında ise suç tarihinin 09/01/2015, iddianame düzenleme tarihinin ise 03/03/2017 olduğu, her iki suçun da ilk iddianamenin düzenlenme tarihinden önce işlendiği ve hukuki kesinti olmadığı, anılan iki dosyada da sanığın üzerine atılı eylemlerin aynı mahiyette olduğu dikkate alınarak, bu eylemlerin bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlendiği anlaşıldığından, ikinci suç için yeni bir erteleme kararına gerek olmadığı, dosyaların birleştirilmesi ve 5237 sayılı Kanunun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp cezanın arttırılarak tayini gerektiği, gözetilmeksizin yazılı şekilde durma kararı verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Salihli 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/09/2017 tarihli ve 2017/207 esas, 2017/282 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Somut olayda, 15/03/2015 tarihli suç yönünden 28/04/2015 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, ancak tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı aşamasında yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiği gerekçesi ile 14/10/2015 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı,
09/01/2015 tarihli suç yönünden ise 06/11/2015 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün 09/12/2016 tarihli ve 2015/17777 DS sayılı yazısı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının tamamlandığının Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı"na bildirildiği, ancak bu suç yönünden Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 03/03/2017 tarihinde iddianame düzenlenerek, 15/03/2015 ve 09/01/2015 tarihli her iki suç arasında hukuki kesinti bulunmaması nedeniyle sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması talep edilip 15/03/2015 tarihli suça ilişkin olan 2015/306 esas sayılı dosya ile birleştirme istemiyle kamu davası açıldığı ve mahkemece her iki suça ilişkin davaların birleştirilmesine karar verildiği, ancak daha sonra da 09/01/2015 tarihli suç yönünden davanın tefrik edilerek durma kararı verildiği anlaşılmış ise de,
Öncelikle, 09/01/2015 tarihli suç yönünden verilen 06/11/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kapsamında uygulanan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infaz edilmiş olması ve 5 yıllık erteleme süresi zarfında “tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma veya uyuşturucu madde kullanma” şartının gerçekleşmemiş olması karşısında TCK’nın 191/4. maddesi uyarınca bu suç yönünden dava açılma koşulları oluşmadığı, esasen bu suç yönünden düzenlenen 03/03/2017 tarihli iddianamenin iade edilmesi gerektiği, ancak iade edilmeyerek kabul edildiği ve yargılamaya başlandığı, bu nedenle bu aşamada 09/01/2015 tarihli eyleme ilişkin dosyanın da ilk dosya içinde değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği anlaşıldığından, 09/01/2015 tarihli suça ilişkin dava tefrik edilerek “bu suça ilişkin kamu davası ertelenmesi kararının şüpheliye tebliğ edilmediği, denetim süresinin de başlamadığı, bu nedenle tedavi tedbirinin ihlalinin söz konusu olmayacağı, bu hususun kovuşturma şartlarından olduğu” şeklindeki dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile davanın durmasına karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi bu yönü ile ve değişik gerekçe ile yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; kamu davasının durmasına dair Salihli 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/09/2017 tarihli ve 2017/207 esas, 2017/282 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 26.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.