11. Hukuk Dairesi 2019/2139 E. , 2020/274 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/12/2017 tarih ve 2016/25 E- 2017/537 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 07/02/2019 tarih ve 2018/731 E- 2019/108 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin ülkemizin en büyük çizgi film yapımcısı olduğunu, önceden TRT Çocuk ve Show TV kanallarında yayınlanan “PEPEE” isimli çizgi dizi formatındaki sinema eserinin eser sahibi ve yapımcısı olduğunu, “PEPEE” ibareli markaların ve endüstriyel tasarımların sahibi olduğunu, anılan marka ve tasarımların toplum nezdinde güvenilirlik kazandığını, dava konusu 2014/6299 sayılı “Şekil+PEPEE” ibareli marka başvurusuna davalı şirketlerce 150872, 88638 ve 2001/17714 sayılı markalar gerekçe gösterilerek itiraz edildiğini, itirazlar neticesinde davalı kurumca başvurudan “süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil) kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Patates cipsleri. Makarnalar, mantılar, eriteler. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar, Tuz. Hububat (tahıl) ve mamülleri” mal gruplarının çıkarıldığını, markaların benzer olmadığını, markaların bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, iki marka arasındaki salt kavramsal benzerliğin karıştırma ihtimaline yol açmada yeterli olmadığını, şeklin ön planda olduğunu, müvekkilinin bu hususta marka ve tasarımlarının bulunduğunu, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek 2015-M-10985 sayılı YİDK kararının iptalini, çıklarılan mallar yönünden tescil işlemlerinin devamını talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili; kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Doğuş A.Ş. vekili, davacıya ait marka başvurusunun asli unsurunun “PEPEE” olduğunu, anılan ibarenin “PEPE” markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ...vekili, dava konusu marka başvurusunun müvekkili markalarıyla benzer olduğunu, emtia sınıflarının aynı olduğunu ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya ait dava konusu marka başvurusunun yazı ve şekil ibaresinden oluşan bir komposizyon olduğu, şekil unsurunun bir çizgi film figüründen oluştuğu ve bunun belirli bir bilinirliğe sahip bulunduğu, markada bulunan şekil unsurunun baskın olması nedeniyle görsel olarak işaretlerin birbirinden rahatlıkla ayrılması karşısında taraf markalarının benzer olmadığı, markalar arasında 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi bağlamında benzerlik bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne 2015-M-10985 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalılar vekillerinin istinaf bavurularının, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacının marka başvurusunun kısmen reddine dair kurum kararının iptali istemine ilişkin olup İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, anılan karara karşı davalılarca yapılan istinaf başvurusunun ise Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmiştir.
556 sayılı KHK 8/1-b maddesine göre, tescili için başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya tescili için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile benzer olması, markaların benzer mal ve hizmetleri kapsaması ve bu suretle halk tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunması halinde, önceden tescilli yahut tescili için başvurusu yapılan marka sahibinin itirazıyla sonraki tarihli marka başvurusu reddedilir. Ayrıca, markalarda birden fazla asli unsurun bulunması halinde de markanın, her bir asli unsur bakımından, kendisinden önceki markalarla benzerliğinin bulunmaması, marka başvurusundaki her bir asli unsurun önceki markalarla karıştırılmayı önleyecek ölçüde ayırt edici nitelikte bulunması gerekmekle, her bir asli unsur bakımından ayrı ayrı yapılacak değerlendirme sonucunda, asli unsurlardan birinin, önceden tescil edilen veya tescili için başvurusu yapılan markalarla karıştırılma ihtimaline neden olacak düzeyde benzerliğinin bulunması halinde, benzer mal ve hizmetler bakımından önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca benzer ibare içeren marka tescil başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Somut olayda dava konusu 2014/6299 sayılı “Şekil+PEPEE” ibareli marka başvurusunun “Şekil” ve “PEPEE” unsurlarından ibaret olduğu, hem kelime hem de şekil unsurunun markada asli unsurlar olarak yer aldığı, başvurunun kısmen reddine dayanak 150872, 88638 ve 2001/17714 sayılı davalılara ait markaların da asli unsurlarının “PEPE” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, dava konusu marka başvurusunda yer alan “PEPEE” ibaresi ile redde mesnet markalardaki “PEPE” ibareleri arasında karıştırılmaya neden olacak düzeyde benzerliğin bulunduğu, aynı/benzer mallar bakımından dava konusu marka başvurusunun reddine dair kurum kararının yerinde olduğu nazara alınıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçeyle davanın kabulüne dair İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalılar vekillerince yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davalılar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 13/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.