11. Hukuk Dairesi 2015/12389 E. , 2017/347 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/12/2014 tarih ve 2014/203-2014/419 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin ... ibareli 1-45. sınıfta bulunan mal ve hizmetleri içeren tescilli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının müvekkili markalarıyla iltibas yaratan ve onlara tecavüz oluşturan, ayrıca onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayacak ve itibar ve ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki 2011/63225 kod numaralı, "KAMU AVANTAJ" ibareli, 9, 35, 38 ve 42.sınıf ürün ve hizmetleri içeren iyiniyetli olmayan marka tescil başvurusunun ilânı üzerine iltibas ve tanınmışlık vakıalarına dayalı olarak başvurunun reddi taleplerini içeren itirazlarının önce markalar dairesi ve nihaî olarak da YİDK tarafından reddedildiğini ileri sürerek TPE YİDK kararının iptaline ve davalı adına tescil olunan markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE ve şirket vekilleri; kurum tarafından yapılan işlemlerin hukuka uygun bulunduğunu, avantaj ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük seviyede olduğunu,davacı markaları ile davalı başvurusunun konusu olan işaret arasında anlamsal, görsel ve sescil olarak iltibasa yol açabilecek derecede bütünsel bir benzerlik bulunmadığını, davalı başvurusunda davacının anılan işareti kullandığı bankacılık, finans ve benzeri hizmetlerin zaten yer almadığını, bu nedenle başvurunun davacı markalarıyla iltibas yaratmasının ve onların tanınmışlığından haksız yarar sağlanmasının yahut itibar veya ayırt ediciliğini zedeleme ihtimalinin de bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının ADVANTAGE ibareli ve 1-45. sınıflarda tescilli çok sayıda markasının bulunduğu, davalı başvurusunun kapsamında bulunan mal ve hizmetlerden bir kısmının, davacı markalarının kapsamında bulunduğu, davalı başvurusunun konusu olan işaretin KAMU AVANTAJ şeklinde olduğu, bu işaretin kelimelerin alışılmışın dışında özgün bir şekilde biraraya getirilmesiyle oluşturulduğu ve ayırt ediciliğinin bulunduğu, davacı markaları ile davalı başvurusunun konusu olan işaret arasında esas ve yardımcı unsurları, biçim ve umumî intiba itibariyle bir benzerlik bulunmadığı gibi, her birinin bütünü itibariyle bıraktığı etkinin de farklı bulunması sebebiyle karıştırmaya sebebiyet
verebilecek derecede bir yakınlık bulunmadığı, ilk bakışta her ikisinin ayırt edilebilmesinin çok açık bulunduğu, aralarında ilk bakışta doğacak bir benzerliğin ise olmadığı, başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında biçimsel, anlamsal, görsel ve seri içerisine girmek biçiminde yahut umumî intibadan doğan bir benzerlik bulunmadığı, ortalama tüketici/yararlanıcı kitlesinden hiç birinin davacı markalarını taşıyan 9, 35, 38 ve 42.sınıf ürünler/hizmetlerden satın almak veya yararlanmak isterken, davalının işaretini taşıyan mal ve hizmetleri satın alma/yararlanma olasılığının bulunmadığı, bu iki markanın aynı kişiye ait bulunduğunu sanmaları yahut da bu malları ve hizmetleri üreten işletmeler arasında idarî-ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğu düşüncesine kapılmaları ihtimalnin de olmadığı, davacının markasının tanınmış olmasının da varılan bu sonucu değiştirmeyeceği,davacı markasının bankacılık sektöründe tanınmış olduğu, davalı markasının ise 9, 35, 38 ve 42. sınıf hizmetleri içerdiği ve bir imaj devrinin gerçekleşmeyeceğinin açık olduğu, davacının 556 sayılı KHK’nın 8/4.maddesi uyarınca da davalı başvurusunun tescilini engelleme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 18/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.