10. Hukuk Dairesi 2018/548 E. , 2019/7573 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
No : 2017/1818-2017/2078
İlk Derece
Mahkemesi : Samsun 3. İş Mahkemesi
No : 2016/115-2017/172
Dava, hizmet tespiti ile ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, muris eşinin 1014953 sicil numaralı işyerinde 01.06.1998 tarihinde işe girdiğini, 15.11.1998 tarihine kadar kesintisiz ve sürekli çalıştığını, belirtilen tarihler arasındaki hizmetinin kuruma 90 gün olarak bildirildiğini eksik olan günün tamamlanmasını ve ölüm aylığı bağlamasını talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalılar davacının talebini kabul etmeyerek, davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davalı ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, dahili davalı yönünden davanın kabulü ile, Sosyal Güvenlik Kurumunun 09.01.2014 tarihli işleminin iptaline ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Özetle; ilk derece mahkemesi kararının yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı kurum istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, hizmet tespiti ile ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı medeni usul hukukumuzda "sıfat" olarak tanımlanmaktadır ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olması zorunludur. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olmasına karşın, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan, anılan hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine aittir ve buna aktif husumet denilmektedir. Bir sübjektif hak kendisinden istenebilecek olan kişi ise, o hakka uymakla yükümlü olan kimsedir ve bu da pasif husumet (davalı sıfatı) olarak adlandırılmaktadır. Sübjektif hakkın sahibi olan kimse ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun saptanması, bir başka anlatımla davada davacı ve davalı sıfatlarının kimlere ait olduğu hususu, dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin maddi hukuk sorunudur. Dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, mahkemece dava konusu hakkın esası (var olup olmadığı) hakkında inceleme yapılmadan dava sıfat yokluğundan reddedilir. Taraf sıfatı (husumet) ve sıfat yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğindedir ve yargılamanın her aşamasında, isteme gerek kalmaksızın mahkemece kendiliğinden gözetilmesi zorunludur.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10 maddesidir. 506 sayılı Yasanın 2. maddesinde bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar sigortalı sayılmışlardır. Yapılan açıklamalar çerçevesinde inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; öncelikle, işverenliğin kime ait olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Buna göre, davacının S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi’nde çalıştığı iddiası, davanın davalı kooperatife husumet yöneltilerek açılması ve usulüne uygun bir şekilde kuruma intikal eden 01.06.1998 ile 15.11.1998 tarihleri arasındaki çalışmalarının S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi adlı işyerinden kuruma bildirilmiş olması karşısında anılan kooperatif aleyhine açılan davanın site yönetimi tarafından takip edilmesi hatalı olup, anılan kooperatifin tüzel kişiliğinin devam edip etmediği araştırılmalı, tüzel kişiliğinin sona ermiş olması halinde davalı kooperatifin ihyası sağlanarak, kooperatifin katılımı ile yargılamanın yapılması ve varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilerek, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının, HMK"nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.