19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/6738 Karar No: 2020/12086 Karar Tarihi: 30.09.2020
5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/6738 Esas 2020/12086 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yerel Mahkeme, bir kişinin 5607 sayılı Kanun'a aykırılık suçundan mahkumiyetine karar vermiştir. Ayrıca, suçla ilgili olarak kullanılan nakil aracının iadesine de karar verilmiştir. Ancak, Yargıtay bu kararı, araç hakkında açılan müsadere davasının konusu olması sebebiyle bozmuştur. Yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil olmak üzere kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağından, Yargıtay bu kararın denetlenmesinin önemli olduğuna karar vermiştir. Nakil aracının iadesine verilen karar yerinde görülmüştür ve temyiz talebi reddedilmiştir. Ancak, suçlu için verilen mahkumiyet kararı bozulmuştur. Çünkü, 7242 sayılı Kanun'un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun'un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının mümkün hale geldiği ve suça konu eşyanın gümrüklenmiş değerinin tespit edilmesi gerektiğinden bahsedilmiştir. Bu nedenle, yerel mahkemenin sanığın hukuki durumunu yeniden değerlendirmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri: 5607 sayılı Kanun'un 13. maddesi, 5237 sayılı Kanun'un 54. maddesi,
19. Ceza Dairesi 2019/6738 E. , 2020/12086 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Katılan vekilinin 20.06.2014 havale tarihli dilekçe ile temyiz talebinden vazgeçtiği görüldü. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yerel Mahkemece kurulan mahkumiyet hükmüyle birlikte, 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun"un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle, nakilde kullanılan aracın iadesine de karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadere davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, aksi durumun ise AİHS ek 1 protokolün 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü ceza ve müsadere bakımından ayrı başlıklarda incelenmekle; 1-) Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde; Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olmakla, temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE İADE KARARININ ONANMASINA, 2-) Mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde ise; Hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, suça konu eşyanın gümrüklenmiş değeri dosya bilirkişiye tevdi ve tespit edilmek suretiyle; 5237 sayılı TCK"nın 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, Kabule göre ise; Ele geçirilen kaçak eşyanın miktarına göre, temel cezada TCK"nın 61.maddesi uyarınca teşdit uygulanarak alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 30.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.