Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
20.09.2005 tarihinde borçlu murisin, mirasçısı A.A. vekilinin icra mahkemesine başvurusunda murisin ölümü üzerine müvekkiline gönderilen muhtıranın 06.05.2005 tarihini taşıyanın müvekkiline, 05.05.2005 tarihli olanın ise müvekkilinin oğlu A.A"e tebliğ edildiğinin yazıldığını ancak tebligat parçalarındaki bu imzaların müvekkiline ve onun oğluna ait olmadığını, bu muhtıralardan 15.09.2005 tarihinde haberdar olduklarını öne sürerek  ve bu tarih itibariyle de yasal 5 günlük süre içerisinde murisin daha önce mirasını reddettiklerinden dolayı haklarındaki bu muhtıra ile sürdürülmek istenen takibin ve satışın durdurulmasını istemiştir. Mahkemece şikayetçi A.A"e 05.05.2005 tarihinde yapılan tebligatın adreste neden olmadığının bildirilmemesi ve tebligat yapan memurun isim ve sicil numarasının bulunmaması nedeniyle usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin süresinde kabul edilip, şikayetçinin Adalar Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.08.2004 tarih ve 2004/56 esas - 90 sayılı kararı ile mirası reddettiğinden bu red kararına dayanılarak adı geçen hakkında takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak, 06.05.2005 tarihinde bizzat şikayetçiye muhtıranın tebliğ edildiği dosya kapsamında ve şikayet dilekçesi içeriğinden anlaşılmaktadır. Ne var ki, şikayetçi bu imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüş, bu konuda herhangi bir inceleme yapılmadan, doğrudan oğluna yapılan 05.05.2005 tarihli tebligatın usulsüz olduğundan bahisle yazılı şekilde eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de talep aşılarak takibin durdurulması yerine iptaline karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.