1. Hukuk Dairesi 2014/15718 E. , 2017/951 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, TAZMİNAT,
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, tazminat, eski hale getirme davası sonunda, yerel mahkemece davacı ..."in davasının feragat nedeniyle reddine, elatmanın önlenmesi isteği bakımından davanın açılmamış sayılmasına, tazminat isteğinin reddine, eski hale getirme isteğinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 28.02.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... ile diğer temyiz edenler vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacılar, kayden paydaşı oldukları 1988 parsel sayılı taşınmaza davalıların hafriyat dökmek suretiyle müdahale ettiklerini, ihtara rağmen müdahalenin sona erdirilmediğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminata karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, husumet itirazında bulunup, taşınmaza herhangi bir müdahalelerinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacı ..."in davasının feragat nedeniyle, diğer davacıların; tazminata ilişkin isteklerinin ise sübut bulmadığından reddine, elatmanın önlenmesi isteği bakımından davanın açılmamış sayılmasına, eski hale getirme isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1988 parsel sayılı taşınmazda davacıların paydaş olduğu anlaşılmaktadır.
./..
Hemen belirtmek gerekir ki, çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının ya da kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşfe hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra, belirlenen bu durum göz önünde tutularak, hazır bulundurulacak harita mühendisi veya kadastro fen memuru sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı, bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkça gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.
Somut olayda, 22.12.2011 tarihinde yapılan keşifte dinlenen tanıklar, hafriyat dökülen kısma ilişkin yer bildiriminde bulunmuş ancak bu husus düzenlenen bilirkişi rapor ve krokilerinde yargı denetimine esas olacak şekilde yansıtılmamış, dolayısıyla hafriyat döküldüğü iddia edilen bölümler açık ve net bir biçimde belirlenmemiştir.
Hal böyle olunca, mahalinde yeniden taraf tanıkları dinlenip hafriyat döküldüğü iddia edilen bölümlerin tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi, dava konusu taşınmaza hafriyat döküldüğüne kanaat getirilmesi halinde dosya kapsamındaki hava fotoğrafları ve diğer belgelerden yararlanarak taşınmazın önceki hali ile mevcut durumunun karşılaştırılmak suretiyle bu kısımdaki eski hale getirme bedelinin net bir şekilde saptanıp, TBK.nun 49 vd. maddeleri gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yetersiz inceleme ve taraf beyanları tartışılmadan hazırlanan bilirkişi raporu dikkate alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacılara %40 oranında kusur izafe edilerek eski hale getirme bedelinin hesaplanması ve belirlenen bu miktar üzerinden TBK.nun 50. maddesi gereği %90 oranında indirim yapılması da isabetsizdir.
Tarafların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraflar vekilleri için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.