3. Hukuk Dairesi 2017/3797 E. , 2018/10431 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının dava konusu yeri 01.03.2013 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile konut olarak kullanmak üzere kiraladığını, ilerleyen zaman içerisinde taşınmaza oğlunun konut ihtiyacı nedeniyle gereksinim duyduğunu, ihtiyacın sözlü ve yazılı olarak davalıya birçok kez bildirilmesine rağmen tahliyenin gerçekleşmediğini belirterek kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı; davanın süresinde açılmadığını, ihtiyacın samimi, gerçek ve zorunlu olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının süresinde delillerini sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119/l-(f) hükmü uyarınca, gerek yazılı gerekse basit yargılama usulünde, iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin, dava dilekçesinde belirtilmesi gerekir. Delillerin bildirilmesi hakkındaki bu düzenleme, Hukuk Muhakemeler Kanunun"da kabul edilen somutlaştırma yükünün de bir gereğidir. Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemes hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir (HMK m.140/5). Bu madde metninde vurgulanması gereken husus "dilekçelerinde gösterdikleri" ibaresinin kullanılmış olmasıdır. Taraflar, Kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremezler (HMK m. 145).Mahkemece, "02.04.2015 tarihli tensip tutanağıyla tanınan ihtarlı kesin sürelere uyulmadığı, herhangi bir delil sunulmadığı ve tanık da bildirilmediği" gerekçe gösterilerek aynı oturumda dava reddedilmiştir. 6100 S. HMK’nın 33.maddesi (HUMK"nun 76.) uyarınca, hâkimin bir davaya uygulanacak hukuku re’sen tespit görevi bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla, maddi vakıaları dile getirmek tarafa, hukuki vasıflandırma ise hâkime ait bir görevdir. Diğer taraftan, HMK."nun 31.maddesi uyarınca “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir” hükmü uyarınca, davayı aydınlatma görevi bulunmaktadır.6100 sayılı HMK 447/1. maddesi ile diğer kanunların sözlü yahut seri yargılama usulüne atıf yaptığı hallerde bu Kanunun basit yargılama usulü ile ilgili hükümlerinin uygulanacağının düzenlenmiştir. Basit yargılama usulü HMK’nın 316 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup yasanın 322/1. maddesinde de basit yargılama usulü ile ilgili hüküm bulunmayan hallerde yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir.Tahkikat, ön incelemede saptanan çekişmeli hususlar üzerinden yürütüleceğine (...m.140/3) göre, bu tespit yapılmadan tarafların dilekçelerinde gösterdikleri tanık delili ile ilgili "isim ve adreslerini gösteren ve hangi tanığı hangi vakıa için dinletmek istediklerini" belirten liste vermeleri beklenemez. Esasen delil, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için gösterilir (...m.187/1). O halde ön inceleme duruşmasında, taraflar arasındaki çekişmeli hususların tespit edilmesi ve tahkikatın çekişmeli hususlar esas alınarak yürütülmesi asıldır. Mahkemece, taraflara dilekçelerinde dayandıkları, ancak henüz sunmadıkları delilleri sunmaları için kesin süre verilmelidir (...m.140/5). Daha önce tensiple veya inceleme tutanağı ile verilmiş olan süre sonuç doğurmaz. Bu nedenle, Mahkemece, davacı vekiline, kira sözleşmelerini, tanıkların adı ve soyadı ile adreslerini, hangi tanığın hangi vakıaya ilişkin olduğunu içeren dilekçe vermesi için ön incelemeden sonra kesin mehil verilmeden davanın neticeye bağlanması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.