21. Hukuk Dairesi 2015/14141 E. , 2016/3719 K.
"İçtihat Metni"
Davacılar, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, 441.219,45TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan Müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılardan San. Tic.A.Ş. vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 29/04/2015 Çarşamba günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan San. Tic.A.Ş. vekili Avukat ile karşı taraf vekili Avukat geldiler. Diğer davalı ile ihbar olunan adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve eksikliğin ikmali açısından geri çevrilmesine karar verilen dava dosyası yeniden Dairemize gelmiş ve 13/07/2015 tarihinde esasa kaydedilmiş olmakla dosya üzerinde yeniden yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava 24.06.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının eşi ve çocuklarının maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde, davalılardan San. Tic. AŞ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece manevi tazminatların takdirine ilişkin karar isabetlidir. Maddi tazminatın belirlenmesinde ise hataya düşüldüğü görülmektedir.
Kusurun aidiyeti ve oranı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, dava konusu olay nedeniyle maddi tazminatın hesaplanmasında esas alınacak ücretin belirlenmesine ilişkindir. İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Davacının vasıflı işçi olduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden belli olmaktadır. İş yeri kayıtlarındaki ücreti ise asgari ücrettir. Öte yandan vasıflı işçinin asgari ücretle ya da bu düzeyde bir ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmeyeceği açıktır. Bu nedenle yerel mahkemece, davacın asgari ücretin üzerinde bir ücret ile çalışacağının kabulü isabetlidir. Ancak davacının emsali işçinin, olay tarihindeki ücretine ilişkin olarak tanık beyanları esas alınmak suretiyle asgari ücretin 3,31 katı kazanç elde edeceğinin kabulü isabetli olmamıştır.
Yapılacak iş, davacı işçinin forklift operatörü olduğu ve bu nitelikteki bir işçinin asgari ücretle çalışmayacağı kabul edilerek, Bakanlığı ile ilgili meslek kuruluşlarından, benzer işyerlerinde çalışan ve emsal işi yapanların ücretleri araştırılarak işçinin gerçek ücretini belirlemek, belirlenen bu gerçek ücretle işçinin tazminatını yeniden hesaplatmak, hesaplanan zarardan Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin rücu edilebilecek kısmını indirmek, usuli kazanılmış haklar gözetilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Öte yandan hükme esas hesap raporunda, sigortalının muhtemel yaşama süresinin yaşam tablosuna göre tespit edilerek hak sahiplerinin zararlarının hesaplandığı anlaşılmaktadır. Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarına göre, muhtemel yaşam sürelerinin tespitinde 1931 tablosunun uygulandığı açık olup tazminat miktarının, 1931 yaşam tablosuna göre işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez. Hal böyle olunca 1931 yaşam tablosu yerine 1980 yaşam tablosu ile bakiye yaşamın belirlendiği hesap bilirkişi raporunun hükme esas alınması isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, temyiz eden davalı San. Tic. AŞ vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, Davalılardan San. Tic.A.Ş. yararına takdir edilen 1.100.00TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, 08/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.