Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3914
Karar No: 2019/7557
Karar Tarihi: 17.10.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/3914 Esas 2019/7557 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2019/3914 E.  ,  2019/7557 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    No : 2018/324-2019/107

    Dava, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1- Davacı usulsüz ziraat odası kaydı nedeniyle Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali ile 01.10.2008 - 13.10.2014 tarihleri arasında sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ettiği davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesi uyarınca 5510 sayılı Kanunun 7. maddesi olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk karar Dairemizce anılan maddede yer alan düzenlemeye uygun hüküm tesis edilmemesi nedeniyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak, eldeki davada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    5510 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesi 1. fıkrası son cümlesinde; "Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendine göre sigortalı sayılanların hak ve yükümlülüğü ise 7 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre başlar." düzenlemesi ile atıfta bulunulan 5510 sayılı Kanunun "Sigortalılığın Başlangıcı" başlıklı 7. maddesi; "Sigorta hak ve yükümlülükleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;....b) .... tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca veya kendilerince, bir yıl içinde bildirilmesi halinde kaydedildiği tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin Kuruma yapıldığı tarihten; ...itibaren başlar." hükmüne amirdir.
    Bu hüküm uyarınca, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden öncesine ait tarımsal faaliyetler nedeni ile Kuruma tescil için, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde ziraat odasının bildirimi yada ilgilinin müracaatı gerekmektedir.
    Dairemiz Bozma kararından sonra mahkemece davacının Kuruma başvurusu olup olmadığına ilişkin olarak yazılan müzekkereye, 20.02.2019 tarihli davalı Kurumun Çarşamba Sosyal Güvenlik Merkezince verilen cevapta; davacının "... Ziraat Odasında 13.08.2003 tarihinde üye olduğuna dair 04.12.2008 tarih ve 145120 sayılı varide ile Samsun Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü"ne intikal eden ... Ziraat Odası tarafından gönderilen bir adet üst yazı ve ekinde isim listesini havi 2 adet belgenin" yazı ekinde gönderildiği, ancak davacının bizatihi kendine ait başvuru dilekçesinin tespit edilemediğinin bildirildiği, söz konusu ... Ziraat Odasının 07.11.2008 tarihli yazısında ise "oda kayıt defterinin yenilendiği" bildirilerek ekinde gönderilen "tahakkuk defteri" fotokopisinde 231. sırada davacı ..." ün adının yer aldığı görülmüştür.
    Bu kaydın geçerliliğinin sabit olması halinde 01.10.2008 tarihinden itibaren davacının 5510 sayılı kanunun 4/b maddesi uyarınca sigortalı sayılması gerektiği gözetilerek, kaydın sıhhati araştırılmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
    2-Diğer yandan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi uyarınca; "Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Aynı Kanunun 294-301 maddelerinde ise mahkeme kararlarının nasıl olması gerektiği belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Yine aynı Kanunun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludur.
    Bu itibarla, kabule göre, eldeki kararda, davacının ilk prim kesintisi yapılan 27.11.2014 tarihi davanın kısmen kabulüne gerekçe gösterilmişken, kısa kararda 27.11.2008 - 13.10.2014 tarihinin kabulü gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturmuştur.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi