21. Hukuk Dairesi 2015/9548 E. , 2016/3702 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitiyle, sigorta başlangıç tarihinin 01/04/1997 oluduğuna ve aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava; davacının, 01.04.1997 – 01.08.1997 tarihleri arasında 120 gün, 03.....1997 – ....07.1998 tarihleri arasında 280 gün ... Eğitim Merkezi"nde geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının 01.04.1997 – 01.08.1997 tarihleri ile 03.....1997 – ....07.1998 tarihleri arasında ... sicil sayılı iş yerinden bildirilen 400 günlük hizmetinin geçerliliği ile ve bu 400 günlük hizmetin 2422 sayılı Yasa gereğince yaşlılık malullük, ölüm sigortası yönünden prim ödeme gün sayısına eklenmesi gerektiğinin ve davacının sigorta başlangıç tarihinin 01.04.1997 olduğunun tespitine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; .... Merkezi ile dava dışı....l şirketi arasında yapılan 03.03.1997 ve 01.08.1997 tarihli sözleşmelerde; cam dekorculuğu işini öğretecek usta öğreticiler ve kursiyerler bulunacağının, çalışılacak yerin ...Eğitim Merkezi tarafından belirleneceğinin, malzemeyi şirketin vereceğinin, yeni başlayan kursiyerlere asgari ücretin ......ünün, daha önce çalışan usta kursiyerlere asgari ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmelerde ücretin kim tarafından ödeneceğinin açık olarak düzenlenmediği, ancak ... Merkezi tarafından ücretin şirketçe ödendiğinin ileri sürüldüğü, davacının da anılan sözleşmeler gereği çalıştırılan kişilerden olup makinede bardaklara dekor işi yaptığı, davacı adına .... Eğitim Merkezi tarafından düzenlenen 01.04.1997, 03.....1997 tarihli işe giriş bildirgeleri bulunduğu, her ne kadar Halk eğitim Merkezi tarafından davacının “çırak” olduğu iddia edilmekte ve 1997/4-5-6-...8-...-...-..., 1998/.........4-5-6-...ay “aday çırak, çırak veya öğrencilerin listesi” başlıklı belgede davacının da adı bulunmakta, ayrıca davacının sigorta bildirimi çırak olarak yapılmış ise de işe giriş bildirgelerinde davacının çırak olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmadığı, söz konusu listelerde isimleri bulunan tanıklar tarafından çırak olarak çalışılmadığının beyan edildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık işverenin kim olduğu ve davacının çalışmalarının 506 sayılı Yasa"ya tabi olup olmadığı noktasındadır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa"nın geçici ......inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan mülga 506 sayılı YAsa"nın 4, ... ve 108. maddeleri olup tespiti istenen dönemde 05.07.1977 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 2089 sayılı Çırak, Kalfa ve Ustalık Kanunu yürürlükte olduğundan uyuşmazlığın bu Kanun hükümleri ile 506 sayılı Yasa"nın ...ve ...üncü maddelerine göre çözümlenmesi gerekmektedir.
506 sayılı Yasa"nın 4. maddesi uyarınca, “Bu kanunun uygulanmasında ...nci maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler "İşveren" dir. İşveren nam ve hesabına işin yönetimi görevini yapan kimseler "İşveren vekili" dir. Bu kanunda geçen işveren deyimi işveren vekilini de kapsar.”
Dava konusu olayda; her ne kadar davacı adına ... Eğitim merkezi adına tescilli ...sicil numaralı işyerinden işe giriş bildirgesi verilmiş ise de; ... Merkezi"nin bu bildirgeleri... A.Ş. ile yaptığı sözleşme çerçevesinde vermesi, sözleşme uyarınca işyerinde görevlendirilecek kişilerin...A.Ş. ile varılacak mutabakat sonucu belirlenmesi, kullanılacak malzemenin ... A.Ş. tarafından temin edilmesi, atölyelerin giderlerinin ... A.Ş. tarafından ödenmesi gibi hususlar nazara alındığında,...A.Ş.’nin işveren konumunda olup olmadığının tartışılması gerekmektedir.
Öte yandan; olağan olarak sigortalılık niteliği, 506 sayılı Yasa"nın 2. maddesine göre; hizmet akdinin kurulması ve 6. madde gereğince çalışmaya başlanması ile edinilir. Aynı Yasa"nın “Sigortalı Sayılmayanlar” başlıklı ...II-B maddesinde; “Özel kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında, çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile bu Kanunun ... inci maddesi hükümleri uygulanmaz.” hükmü öngörülmüştür. Atıf yapılan ve tespit döneminde yürürlükte bulunan 2089 sayılı Kanunun 4’üncü maddesi çırağı; “Bu kanuna tabi bir sanatı, o sanat için düzenlenen teorik ve pratik öğrenim programına göre o iş yerinde öğrenmek amacı ile bir çıraklık sözleşmesi ile bir işyeri sahibinin hizmetine giren kimse...” olarak tanımlamıştır. Kanunun 5’inci maddesine göre çırak olabilmek için ... yaşından küçük, ... yaşından büyük olmamak gerekir. Bu hükümler çerçevesinde taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile, davacının uyuşmazlığa konu dönemde çırak olup olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılmalıdır.
Gerçekten de çıraklık sözleşmesinde, akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma olgusu değil, sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesidir. Çırak, işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.
Dosya içeriğinden; davacının çalışmasının...Merkezi ile ... A.Ş. arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca olduğu, davacı adına verilen işe giriş bildirgesinde "Çırak” ibaresinin yazılı olmadığı, davacının çalışmalarının üretime yönelik olup olmadığı, üretime yönelik ise başlangıçtan itibaren mi üretime yönelik olduğu, yoksa belirli bir süre eğitime tabi tutulup ondan sonra mı üretime yönelik olduğunun araştırılmadığı, buna göre eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece yapılacak iş; öncelikle dava dışı ...şirketine de husumet yöneltip davaya dahil etmesi için davacıya süre vermek, daha sonra; hem davacıdan hem da davalılardan davacının ihtilaflı dönemde herhangi bir eğitime tabi tutulup tutulmadığını, tutulmuş ise süresini sormak, ücretin kim tarafından ödendiğini netleştirmek, dosyada mevcut “aday çırak, çırak veya öğrencilerin listesi ” başlıklı belgelerden ve dönem bordrolarından isimleri bulunan kişiler arasından re"sen seçilecek tanıkları dinleyerek, davacının çalışmasının şekli ve niteliği, üretime yönelik olup olmadığı, emir ve talimatların kimden alındığı konusunda beyanlarını almak, buna göre öncelikle işverenin kim olduğunu belirlemek, ondan sonra davacının çalışmalarının niteliğini tespit etmek ve varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.