Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9509
Karar No: 2016/3701
Karar Tarihi: 08.03.2016

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/9509 Esas 2016/3701 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/9509 E.  ,  2016/3701 K.
"İçtihat Metni"



Davacı, almakta olduğu yaşlılık aylığından kesilen sosyal güvenlik destek priminin iptaliyle, yapılan kesintilerinin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı, davalı Kurum tarafından yaşlılık aylığından kesilmekte olan sosyal güvenlik destek priminin iptali ile kesilen sosyal güvenlik destek primlerinin yasal faizleriyle birlikte tarafına iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davacının yaşlılık aylıklarından SGDP kesilmesi yönündeki davalı Kurum işleminin hukuka uygun bulunmadığının ve iptalinin gerektiğinin, buna göre davacının yaşlılık aylıklarından 01.05.2009 tarihi itibariyle kesilen SGDP"nin yasal faizleriyle birlikte davacıya iadesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya 01.05.2009 tarihi itibari ile 506 sayılı Yasa ( 5510 sayılı Yasa"nın 4/1-a maddesi ) kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının 27.02.1998 tarihinde . Şti."nin 10 payını devraldığı, söz konusu şirketin 01.08.1998 tarihi itibari ile başlayan vergi kaydının 31.03.2003 tarihi itibari ile terkin edildiği, ancak ticaret sicili müdürlüğü tarafından 07.02.1996 tarihinde kaydı yapılan şirketin kaydının halen devam ettiğinin bildirildiği anlaşılmaktadr.
25.08.1999 gün ve 4447 sayılı Yasa"nın 38. maddesi ile 1479 sayılı Yasa"ya eklenen Ek 20. maddesinde; 1479 sayılı Kanuna veya diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık aylığına hak kazanan ancak daha sonra 1479 sayılı Kanun"un 24. maddesinin I. bendine göre çalışmasına devam eden veya çalışmaya başlayanların aylıklarından Sosyal Güvenlik Destek Primi kesintisinin yapılacağı düzenlenmiştir.
Öte yandan 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde; limited şirket ortaklarının bu kanun kapsamında sigortalı sayılacağı, yine aynı Yasa"nın sigortalılığın bitimini düzenleyen 25/1-c maddesinde şirketlerle ilgisi kalmayanların, çalışmalarına son verdikleri veya ilgilerinin kesildiği tarihten, 25/1-e bendinde ise; iflasına karar verilmiş olan tasfiye halindeki şirket ortaklarının, mahkemece tasfiyesine karar verildiği tarihten bir gün önce sigortalılığın sona ereceği düzenlenmiştir.
Ayrıca 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın sigortalı olmayı düzenleyen 4/b-3 maddesinde limited şirketin tüm ortaklarının sigortalı sayılacağı düzenlenmiştir. Aynı Yasa"nın 9. maddesinde ise; sigortalılığın sona erme halleri düzenlenmiş olup anılan maddenin 3. fıkrasında; limited şirket ortaklarından hisselerinin tamamını devreden sigortalıların, hisse devrinin yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiği tarihten, iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler için ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin başlamasına veya şirketin münfesih duruma düşmesine karar verildiği, ortakların talepte bulunmaması halinde, mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği, tasfiyesi sonuçlanan şirketlerin ortaklıklarının ise tasfiye kurulu kararının ticaret sicili memurluğunca tescil edildiği tarihten itibaren sona ereceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacının 5510 sayılı Yasa"nın 9. maddesi uyarınca limited şirket ortağı olarak aynı Yasa"nın 4/1-b maddesi kapsamında sigortalılığının devam ettiği anlaşıldığından, yaşlılık aylığından sosyal güvenlik destek primi kesilmesinin yasal olduğu gözardı edilerek talebin kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi