10. Hukuk Dairesi 2017/5321 E. , 2019/7553 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2017/182-2017/363
Mahkemesi : Malatya 1. İş Mahkemesi
No : 2014/109-2016/627
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun HMK"nin 353/1-b-2. maddesi gereğince kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği kanaati ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, 1989 yılından 1997 yılına kadar geçen süre içinde kesintisiz olarak davalının iş yerinde çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP
SGK vekili, kurum kayıtlarının resmi belge vasfında olduğunu, aksinin ancak yazılı deliller, ücret bordroları ve sair nitelikteki belgeler ile ispat edilebileceğini, çalışma iddiasının soyut nitelikte olduğunu, dava konusu istemin sadece tanık ile ispatlanmasının mümkün olmadığını ve davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesi gerektiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, davacının SGK kayıtları, tanık beyanları, dava dilekçesi ve dosya muhteviyatı gereği 01.11.1997 tarihinde davalı işyerinden ayrıldığı kanaatine varılarak, yukarıda işaret edilen nedenlerle davacının davalı ... Pehlivana ait 214504401 sicil numaralı iş yerinde hizmet akdi ile ve asgari ücretle sürekli 20/05/1989 - 01/11/1997 tarihleri arasında çalıştığının TESPİTİNE, iş verence kuruma bildirilen sürenin ( 1012 gün ) SGK ca infaz aşamasında dikkate alınmasına, şeklinde karar vermiştir.
B-BAM KARARI
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, davacı çalışmalarının kesintili bildirilmesi nedeniyle de 01.03.1997 - 01.06.1997 tarihleri arasındaki dönem, davanın açıldığı tarih olan 17.02.2014 itibariyle hakdüşürücü süreye uğradığı, 02.06.1997 tarihi sonrası sigortalı çalışmanın mükerrer tespitinde davacının hukuki yararı olmadığı, kanaatiyle davanın kısmen kabulü ile davacının, davalı ... Pehlivana ait 214504401 sicil numaralı iş yerinde hizmet akdi ile 20.05.1989 - 01.03.1997 tarihleri arasında Kuruma bildirimi yapılan süreler dışında da sigorta primine esas asgari kazançla kesintisiz olarak çalıştığının tespitine fazlaya ilişkin talebin reddine, şeklinde karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, eksik araştırma olduğundan bahisle hükmün bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davacının( vekilinin )karar tarihinden sonra 08.10.2019 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiği anlaşılmaktadır.
Çekişmeli yargıda kural olarak, “tasarruf ilkesi” geçerlidir ve taraflar dava konusu üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilirler. Bu suretle davaya son verilebilmesinin bir yöntemi davadan feragattir ve anılan kurum 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 307 ila 312"nci maddelerinde (mülga 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 91 ila 94"üncü maddelerinde) düzenlenmiştir.
Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Temyiz edilen ve fakat henüz temyiz Dairesince görüşülmeyen bir karar, usûl hukuku çerçevesinde kesinleşmiş olmadığından, bu aşamada davadan feragat mümkündür.
Hâkim, gördüğü davada tahkikatı bitirip hüküm kurduktan sonra davadan elini çekmiş olur ve kural olarak dava sonunda verilen karar temyiz edilip bozulmadan ve bu suretle yargılamaya yeniden başlanmadan davanın esası ile ilgili hiç bir karar veremez.
Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olduğundan, hakim karar verdikten sonra dahi belgelendirilen feragat üzerine davanın bu nedenle reddine karar verebilir ise de, Yargıtay uygulamalarında (örneğin Hukuk Genel Kurulu"nun 21.10.1981 gün 1981/2-551, 1981/683 ve 02.06.1982 günlü 1982/376 - 547 sayılı Kararları ile 11.04.1940 gün ve 1939/15 - 1940/70 sayılı tevhidi içtihat kararının gerekçesinden esinlenen uygulama) hüküm temyiz edildikten sonra vaki feragat üzerine mahkemece kendiliğinden bir karar verilmeyerek Yargıtay"ın bu konuda (feragat konusunda) mahkemece bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına dair verilecek kararından sonra ancak dosyayı ele alabilir.
Bu itibarla; somut olayda davadan feragat edildiği bildirdiğinden, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelenmesine usulen engel oluşturan bu hukuki olgu çerçevesinde, davacının mirasçıları tarafından davadan feregat edildiği gözetilerek yeniden inceleme yapılmak üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan 506 sayılı Kanun"un 6. maddesinde ve 5510 sayılı Kanun"un 7 ve 8. maddelerinde çalıştırılanların işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağı, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği yönünde düzenleme yapılmış olmakla, buna göre sigortalı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilemez ve kaçınılamaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü meydana getirmektedir ve kişiler ile sosyal güvenlik kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü de, yenilik doğurucu ve iradi bir durum değil, kanun gereği kendiliğinden oluşan statüyü belirlemekten ibarettir. Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından 6100 sayılı Kanun hükümleri kapsamında feragat olanaksız olduğu gibi sigortalılığın ve sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davadan da feragat edilemez. Ancak, anılan Kanunun 123. maddesinde düzenlenen hak kullanılabilir ve ileride yeniden dava açabilme hakkı saklı tutularak, davalının açık rızası ile dava geri alınabilir veya 150. maddede öngörülen hak ve olanaktan yararlanılarak dava takip edilmeyip yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılması ve giderek davanın açılmamış sayılması sonucu elde edilebilir.
Bu nedenle; inceleme konusu davada mahkemece, davadan feragat edilemeyeceği davacıya (vekiline) bildirilmeli, feragat beyanının HMK. 123 veya 150. maddelerinde düzenlenen haklardan birinin kullanımı niteliğinde olup olmadığı kendilerine sorulmak suretiyle belirlenmeli, beyanın, anılan anlamlarda kullanıldığı saptandığı takdirde duruma göre 123 veya 150. maddelerde öngörülen prosedür işletilmeli, aksi durumda ise elde edilecek sonuca göre dava konusu istem hakkında karar verilmelidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi"nin kararı, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı bozulmalıdır.
SONUÇ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2 maddesi uyarınca yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.