22. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/27187 Karar No: 2020/723 Karar Tarihi: 20.01.2020
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/27187 Esas 2020/723 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2016/27187 E. , 2020/723 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, müvekkilinin 17.10.2014 tarihinde sözleşmesi yenilenmediği için ayrıldığını, emeklilik şartları bulunduğunu, emekliliğe hak kazanması sebebi ile kıdem tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı Kurum vekili, idarenin asıl işveren konumunda bulunmadığını, ihale makamı olduğunu, husumet yönünden davanın reddini istemiştir.Davalı şirket vekili, bir yıl süre ile ... Devlet Hastanesi yemekhane ihale işini üstlendiğini, davacının kendi isteği ile ayrıldığını, 1475 sayılı Yasanın 14. maddesi gereği şirkete her hangi bir başvurusu bulunmadığını, işçilik alacaklarının eksiksiz ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi halinde bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği 1475 sayılı Kanun"un 14/11. maddesinde öngörülmüştür. O halde faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde 1475 sayılı Kanun"un 14/3. maddesine göre işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarih olmalıdır.Emekliliğe hak kazanma belgesi işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için de faiz başlangıcı olmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin başladığı tarihtir. Somut olayda, Mahkemece davacının kıdem tazminatına iş sözleşmesinin feshedildiği tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmiştir. Oysa Sosyal Güvenlik Kurumundan alınan emeklilik belgesinin işverene 05.12.2014 tarihinde yapılan başvuru ile verildiği dava dilekçesinde açıkça belirtilmiştir. Hüküm altına alınan kıdem tazminatına 05.12.2014 tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin gözetilmemiş olması hatalıdır. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca düzelterek onanması uygun bulunmuştur.SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple, temyiz konusu kararın birinci fıkrasının hükümden çıkarılarak; yerine “1- Davanın KABULÜ ile Brüt 4.766,67 TL kıdem tazminatı alacağının 05.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,” cümlesinin eklenmesine, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.