1. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/19854 Karar No: 2017/906 Karar Tarihi: 27.02.2017
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/19854 Esas 2017/906 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2014/19854 E. , 2017/906 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı, davalıya ait 368 nolu parsele yapılan ihata duvarının, kendisine ait 1374 nolu parsele tecavüzlü olduğunu ileri sürerek davalının elatmasının önlenmesini, ihata duvarının kaldırılmasını istemiştir. Davalı ...Ş. vekili davanın reddini savunmuştur. Dahili davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 1086 sayılı HUMK"nın 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin ve yıkımı istenen şeyin değerleri toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK). Mahkemece, dava değeri saptanmadan ve bu miktar üzerinden harç tamamlatılmadan işin esasına girilip davanın sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür. Hal böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi ve yıkım isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir. ./..
Öte yandan; HMK 297/2 maddesi gözetilerek kurulan hükmün infaza elverişli olması gerekirken, açıkça fiili elatılan yerler ve bu yerlerin miktarları gösterilmeden hüküm kurulmasında isabet bulunmamaktadır. Kabule göre de; davanın 368 parsel nolu taşınmaza yönelik açıldığı, ihata duvarının davalı ... Telekominikasyon A.Ş tarafından yapıldığı, daha sonra yapılan ifrazla duvarın dahili davalı ..."e ait olan 1479 parsel içinde kaldığı saptanmıştır. Bu durumunda davalı ve dahili davalının yıkım giderlerinden birlikte sorumlu tutulmasında isabetsizlik yoksa da bunun infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiğinden infaz giderlerine hükümde yer verilmesi doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.