10. Hukuk Dairesi 2019/5189 E. , 2019/7545 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2019/133-2019/204
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyarak davanın kısmen kabulüne şeklinde karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, kazalı sigortalının 11.09.1998 günü geçirmiş olduğu trafik iş kazası sonucu %64 oranında sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan peşin sermaye değerli gelirlerden, ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ve yapılan tedavi masraflardan oluşan kurum zararının %50"sine tekabül eden kısmının 506 sayılı Kanun uyarınca davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili (sigorta şirketinden poliçe limiti dahilinde olmak üzere) istemine ilişkin olup, Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair karar vermek suretiyle, Kurum sigortalısı ..."na yapılan peşin sermaye geliri ödemesi nedeniyle 18.648,93.-TL kurum zararının tahsis tarihi olan 28/05/2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (... Sigorta A.Ş. 1.792,37.-TL"lık kısımdan ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmak kaydıyla) alacağın davalı ... ve davalı ... Sigorta A.Ş."den alınarak davacı kuruma verilmesine, Kurumca sigortalısı ..."na yapılan geçici işgöremezlik ödemesi nedeniyle geçici işgöremezlik ödemesinden kaynaklı işlemiş faiz olan 839,65.-TL kurum zararının davalı ..."den alınarak davacı kuruma verilmesine, Fazlaya ilişkin istemlerin reddine, şeklinde hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.
1-Zararlandırıcı olay nedeniyle düzenlenen kurum denetmen raporunda işveren kusurunun olmayıp, davalı sürücü ..."in kusurlu olduğu, kesinleşen ceza yargılamasında Mehmet"in %100 kusurlu olduğu belirtilmiş olup, Mahkemece yeniden kusur raporu aldırmaksızın ceza dosyasında alınan kusur raporu doğrultusunda hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı, olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanun olup kusurun belirlenmesinde, Mahkemece, işverenin de kusurunu irdeleyen, tarafların kusur oran ve aidiyetleri işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilerden alınacak bilirkişi raporu uyarınca saptanmalıdır. Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığının ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 506 sayılı Kanun"un 26., 4857 sayılı Kanun"un 77., İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi ile oluşa uygun kusur raporu alınması gerekir.
Mahkemece, işverenin de kusurunu irdeleyecek şekilde yeniden alanında uzman bilirkişilerden oluşan heyet raporu alınmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
2-Yasa Koyucu tarafından, 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 13.02.2011 tarih 6111 sayılı Yasanın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı esası getirilmiştir.
6111 sayılı Kanunun, yayımı tarihinde yürürlüğe giren Geçici 1. maddesi ile de, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri, yine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85/1 maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” 91. maddesine göre de, “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”
Tedavi giderleri kapsamında, sigorta şirketinin, Güvence Hesabının, sürücünün ve işletenin, zorunlu olarak sigorta teminatına bağlanması nedeniyle yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemenin yürürlüğe girmesi ile sona erdirilmiş bulunmaktadır.
Bu haktan, sigorta sözleşmesinin tarafı olan işleten ile sürücülerinde yararlanması gerekmekte olup, poliçe limiti kapsamında kalan tedavi giderleri nedeniyle sorumlulukları sona erecektir. Sigorta sözleşmesinin sağladığı teminattan yararlanmayanların bu haktan da yararlanamayacakları açıktır. Ancak, zorunlu sigorta teminat tutarlarını aşan tedavi giderlerinin, zarara sebep olan veya hukuken sorumlu olanlar tarafından karşılanacağı, bu kişiler yönünden poliçe limitini aşan kısım yönünden sorumluğun devam edeceği de kabul edilmelidir. Yine Karayolları Trafik Kanunundaki mali mesuliyet sigortası yaptırmaya ilişkin zorunluluğa rağmen sigorta yapılmaması halinde; işletenin hukuki sorumluluğunu üzerine alan Güvence Hesabının sorumluluğu ortadan kalkmasına karşın, bu haktan zorunlu mali mesuliyet sigortasının yaptırmayan araç işleteni ve şoförü yararlanamayacaktır.
6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır.
Bu yasal çerçevede, somut olay değerlendirildiğinde, davalılardan ... Sigorta A.Ş."nin kaza tarihini kapsayan bir poliçenin varlığı ceza dosyasındaki kaza tespit tutanağına göre anlaşılmakta ise de, Mahkemece kaza tarihini kapsayan geçerli bir poliçenin bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Dosya içinde mevcut bir poliçe sureti de yoktur.
O halde; mahkemece öncelikle davalı tarafa ait aracın kaza tarihi itibariyle trafik sigorta poliçesinin varlığı araştırılarak, varsa poliçe suretinin ilgili yerden getirtilmesinden sonra davalı sürücünün kullandığı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli bir zorunlu mali mesuliyet poliçesinin bulunduğu belirlenirse, Hukuk Genel Kurulu’nun 13.03.2013 gün 2012/10-1156 E. 2013/339 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, anılan yasal düzenlemeler sonrasında, trafik kazaları sonucu genel sağlık sigortalılarına yapılan sağlık giderlerinin, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi limiti kapsamında kalan kısmı yönünden sigorta şirketlerinin ve sürücünün sorumluluğunun ortadan kalktığı ve Kurumun rücu imkânının kalmadığı; aksi taktirde tedavi giderleri nedeniyle ortaya çıkan Kurum zararını kusurları ölçüsünde tazminle yükümlülülerinin olduğu gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan infaza elverişli olmayacak şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ile ile davalı ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."e iadesine, 16.10.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.