14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/17854 Karar No: 2017/5367 Karar Tarihi: 20.06.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/17854 Esas 2017/5367 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istemiyle dava açtı. Davalı, davanın reddini talep etti ve mahkemece de bu talep kabul edildi. Davacı vekili temyiz etti ve daha sonra davadan feragat ettiğini belirten bir dilekçe verdi. 6100 sayılı HMK'nın 307. maddesinde feragatin, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtiliyor. 6100 sayılı HMK'nın \"Feragat ve kabulün şekli\" başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Kararın davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği belirtiliyor. Kanun maddeleri: 6100 sayılı HMK'nın 307. ve 309. maddeleri.
14. Hukuk Dairesi 2016/17854 E. , 2017/5367 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.11.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil (zilyetliğe dayalı) talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı vekili, hükmün verilmesinden ve kararı temyizinden sonra 16.05.2017 tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmiş, dosyada mevcut 19.11.2012 tarihli ve 50549 yevmiye numaralı vekaletnamesinde davadan feragata yetkili bulunduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK"nın 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir. Aynı yasanın 308. maddesi gereğince de kabul, davacının talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur. 6100 sayılı HMK"nın "Feragat ve kabulün şekli" başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Bu nedenle mahkemece verilen kararın davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekir. Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. (11.04.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 27.05.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı Kararı) SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine, 20.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.