Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/19663
Karar No: 2017/887
Karar Tarihi: 27.02.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/19663 Esas 2017/887 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/19663 E.  ,  2017/887 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, dava dışı oğlu ... ile davalı ...’in oğlu dava dışı ...’un ... plakalı aracın ortağı olduklarını, piyasaya olan borçlarından dolayı yapılan icra takipleri neticesinde araç üzerine haciz konulduğunu, borçların davalı ... tarafından ödenmesi, buna karşılık dava konusu 115 ada 2 parsel sayılı taşınmazın adı geçen davalıya devri konusunda aralarında taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve harici sözleşme yaptıklarını, daha sonra davalı ...’in, sözleşmelere güvenmediğini, kendisini güvence altına almak için önce tapunun devrinin gerektiğini, tapuda devir gerçekleştikten sonra ödemeyi vaad ettiği 50.000,00 TL’yi ödeyeceğini söylemesi üzerine taşınmazı tapuda davalı ...’e devrettiğini, davalı ...’in borcu ödemediği gibi taşınmazı da kardeşi olan diğer davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan temlik işleminin mutlak muvazaa ile batıl olduğunu, davalıların kötüniyetli olduklarını ileri sürerek, tapu iptali ve tescil istemiştir.
    Davalılar, davacı ile aralarında yapmış oldukları satış vaadi sözleşmesi neticesinde dava konusu taşınmazın tapuda devir işlemlerinin yapıldığını, işlemlerin tarafların iradesine ve hukuka uygun olduğunu, kendi aralarında yaptıkları satış ve devrin iptalinin istenmesinde davacının hukuki yararının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, tapuda yapılan taşınmaz satışının iptalinin yalnız irade sakatlığı hallerinde istenebileceği, davacı tarafından davalı ..."un ... plaka sayılı aracının üzerinde bulunan hacizlerin kaldırılması için 50.000,00 TL ödeyip ödememesi hususunun taraflar arasındaki iç ilişki olup tapuda yapılan satış işleminin konusu olmadığı ve davalılar arasında yapılan taşınmaz devrinin muvazaalı olup olmadığının davanın esasına bir etkisinin bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.


    ./..





    Dosya kapsamı ve delillerden, davacının 09.03.2010 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile, kayden maliki olduğu dava konusu 115 ada 2 parsel sayılı taşınmazı ... İcra daireleri dosyalarında takip konusu yapılan borçlar davalı ... tarafından tamamen ödenerek dava dışı ..."e ait 34M5676 plakalı araç üzerinde bulunan hacizlerin kaldırılması şartıyla 10.000,00 TL bedelle davalı ..."e satmayı vaad ettiği, davacı ile davalı ... arasında imzalanan adi yazılı sözleşme ile davalı ..."in, yukarıda bahsedilen icra takip dosyalarına konu borçların toplam 50.000,00 TL"sini ödemeyi kabul ve beyan ettiği, sözleşmenin yapılmasından sonra davalı ..."in, tapunun devri gerektiği yönünde davacıyı ikna etmesi üzerine tapuda 26.03.2010 tarihinde üzerindeki ipotekle birlikte 8.000,00 TL bedelle taşınmazın devredildiği, davalı ... tarafından da taşınmazın 15.04.2010 tarihinde kardeşi olan diğer davalı ..."e satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK"nın 33. (1086 sayılı HUMK"nın 76.maddesi) maddesi hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak mahkemeye aittir. Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği ve dosyada mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının hile hukuksal nedenine dayandığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; aldatma (hile), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 36/1. maddesinde (881 sayılı Borçlar Kanunu"nun (B.K. 28/l. maddesinde) açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, aldatmanın (hilenin) her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Türk Borçlar Kanunu"nun 39. (Borçlar Kanunu"nun 31.) maddesine göre, aldatma (hile) öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Somut olayda, davalı ..."in hileli davranışı sonucunda dava konusu 115 ada 2 parsel sayılı taşınmazı tapuda davalıya devreden davacı, 09.03.2010 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin koşullarının davalı ... tarafından yerine getirilmediğini iddia etmektedir.
    Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda, taraflar arasında imzalanan 09.03.2010 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin içeriğine göre ... İcra daireleri dosyalarının getirtilerek, davalı ... tarafından ödenmesi gereken borç miktarının ödenip ödenmediği hususunun tespit edilmesi, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi, hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı hukuki nitelendirme, eksik inceleme ve soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.



    ../...







    Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.























    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi